"Cahit Zarifoğlu, tanıdığımda kırk yaşındaydı. (Benim yaşım yirmi dörttü o zaman). Kırk yaş bir olgunluğun ifadesidir. Yedi yıl sürdü bu tanışıklık. "Kırk yıl ve yedi yıl" sonra ölüm onu aramızdan çekip götürdü. Aradan yıllar geçti; şairin öldüğü yaşa ulaştım. Allah ömür verdi o yaşları on-on bir yıl geride bıraktım şimdi. Bir şair dostun söylediği gibi "biz yaşça ondan büyüğüz*' artık. Ancak Zarifoğlu söz konusu olduğunda ben hâlâ yirmi beş- otuz yaşlarındayım o ise kırklı yaşlarındadır. 0 hep bir ufuk olarak kaldı benim için; öyle de kalacaktır."
"Cahit Zarifoğlu, tanıdığımda kırk yaşındaydı. (Benim yaşım yirmi dörttü o zaman). Kırk yaş bir olgunluğun ifadesidir. Yedi yıl sürdü bu tanışıklık. "Kırk yıl ve yedi yıl" sonra ölüm onu aramızdan çekip götürdü. Aradan yıllar geçti; şairin öldüğü yaşa ulaştım. Allah ömür verdi o yaşları on-on bir yıl geride bıraktım şimdi. Bir şair dostun söylediği gibi "biz yaşça ondan büyüğüz*' artık. Ancak Zarifoğlu söz konusu olduğunda ben hâlâ yirmi beş- otuz yaşlarındayım o ise kırklı yaşlarındadır. 0 hep bir ufuk olarak kaldı benim için; öyle de kalacaktır."