Milletlerin kaderini etkileyen büyük tarihî olaylar, onların hafızalarında silinmez ve derin izler bırakırlar. 18 Mart 1915’te deniz savaşı ile başlayan ve 9 Ocak 1916’da İtilâf kuvvetlerinin Gelibolu Yarımadası’nı tahliyesi ile sona eren Çanakkale Savaşları Türk tarihî için eşsiz, destansı ve bir o kadar da hüzünlü olan tarihî bir hâdisedir. Üzerinden yaklaşık bir asır geçmiş olmasına rağmen Çanakkale Savaşları, Türk milletinin hafızasında tazeliğini ve canlılığını hâlâ korumaktadır. Çanakkale Savaşları’nın yakın dönemdeki diğer savaşlara nazaran Türk milletinin hafızasında bu kadar derin izler bırakmasının sebepleri olarak; bu savaşın zaferle sonuçlanması, diğer savaşlar gibi sadece bir cephe savaşı olmayıp Türk milleti için “ölüm kalım” savaşı olarak görülmesi, çok yüksek sayıda şehit verilmesi ve yetişmiş genç nüfusun bu savaşta zâyi olması gibi hususlar gösterilebilir.
Milletlerin kaderini etkileyen büyük tarihî olaylar, onların hafızalarında silinmez ve derin izler bırakırlar. 18 Mart 1915’te deniz savaşı ile başlayan ve 9 Ocak 1916’da İtilâf kuvvetlerinin Gelibolu Yarımadası’nı tahliyesi ile sona eren Çanakkale Savaşları Türk tarihî için eşsiz, destansı ve bir o kadar da hüzünlü olan tarihî bir hâdisedir. Üzerinden yaklaşık bir asır geçmiş olmasına rağmen Çanakkale Savaşları, Türk milletinin hafızasında tazeliğini ve canlılığını hâlâ korumaktadır. Çanakkale Savaşları’nın yakın dönemdeki diğer savaşlara nazaran Türk milletinin hafızasında bu kadar derin izler bırakmasının sebepleri olarak; bu savaşın zaferle sonuçlanması, diğer savaşlar gibi sadece bir cephe savaşı olmayıp Türk milleti için “ölüm kalım” savaşı olarak görülmesi, çok yüksek sayıda şehit verilmesi ve yetişmiş genç nüfusun bu savaşta zâyi olması gibi hususlar gösterilebilir.