İlk romanı Godard Makinesi’nden sonra okuru bu kez de öyküleriyle selamlıyor Merve Yakut. Caravaggio Kırmızısı, Yakut’un geniş anlatı yelpazesinden tutkulu bir seçki.
Bu öykülerde, Osmanlıcaya meraklı bir kedinin ya da yeryüzündeki son sinemanın yer göstericisinin, Fransa’ya göç etmiş bir “oda kadını”nın ya da ambulansla hastaneye giden eski bir meşhurun birkaç dakikasına şahit oluyoruz. Bir şeye tutkuyla bağlanmışları ve toplumla ters düşmek pahasına arzusunun peşinden gidenleri anlatıyor Yakut Caravaggio Kırmızısı’nda.
“Adını merak ettiğim, sağ yanımdaki adam aramızdaki kolçağa kolunu uzatıyor. Varlığından yalnızca dakikalar önce haberdar olmama karşın yüzyılları dolduran yakınlaşma isteğimle ben de yanaştırıyorum kolumu kolunun yanına. Yarı yarıya paylaştığımız bu kolçak ona mı aittir, benim mi sayılır? Adabımuaşeret kitaplarında yazılmayan kaidelerden biri. Aramızdaki kolçak aslında kimin?”
İlk romanı Godard Makinesi’nden sonra okuru bu kez de öyküleriyle selamlıyor Merve Yakut. Caravaggio Kırmızısı, Yakut’un geniş anlatı yelpazesinden tutkulu bir seçki.
Bu öykülerde, Osmanlıcaya meraklı bir kedinin ya da yeryüzündeki son sinemanın yer göstericisinin, Fransa’ya göç etmiş bir “oda kadını”nın ya da ambulansla hastaneye giden eski bir meşhurun birkaç dakikasına şahit oluyoruz. Bir şeye tutkuyla bağlanmışları ve toplumla ters düşmek pahasına arzusunun peşinden gidenleri anlatıyor Yakut Caravaggio Kırmızısı’nda.
“Adını merak ettiğim, sağ yanımdaki adam aramızdaki kolçağa kolunu uzatıyor. Varlığından yalnızca dakikalar önce haberdar olmama karşın yüzyılları dolduran yakınlaşma isteğimle ben de yanaştırıyorum kolumu kolunun yanına. Yarı yarıya paylaştığımız bu kolçak ona mı aittir, benim mi sayılır? Adabımuaşeret kitaplarında yazılmayan kaidelerden biri. Aramızdaki kolçak aslında kimin?”