"Ölümsüz Antikite"nin üçüncü cildi "Casus Belli ya da Helena", antik söylencelerin ve mitolojinin en çok ilgi çeken efsanelerinden biri olan "Üç Güzeller" yarışmasından esinlenilerek kurulan bir alegori çerçevesinde dünyanın sosyal ve siyasal düzenine kuramsal analizler getiriyor. Silikon Vadisi'nde yaşayan Silikonyalılar'ın "Olimposlular"la sembolize edildiği romanda, tüm dünyayı ele geçiren ve insanlığı köleleştiren bu küçük grubun, sapkın ve hedonist bir yaşam tarzı ile insancıkları birbirlerine kırdırarak iktidarını sürdürdüğü "karanlık" bir gelecek anlatılıyor. Günümüze de derin göndermeleri olan bu disütopik "kara-roman"da, olayların, tragedyaya dönüşmesini kaçınılmaz kılacak bir öge her zamanki gibi olayların merkezinde: Türünün en iyi örneği olan iki gencin büyük aşkı... Adaletsiz Olimposlular, bu tür insansal zaafları hiçbir zaman ıskalamadılar ve bunları kullanarak insancıkları tragedyalardan tragedyalara sürüklediler. Tıpkı bugün dünyayı ele geçirmiş dev şirketlerin en büyüklerini içinde barındıran Silikonyalılar'ın yaptığı gibi... Bu, onları her zaman tragedyalara sürüklese de; insanlar asla aşık olmaktan ve sevdikleri için kalplerini kıyıcıların karşısında kalkan yapmaktan geri durmadılar... "Casus Belli ya da Helena" işte bunun, yani; tüm zamanların en önemli "savaş nedeni"nin romanı... Güzellik ve ona duyulan tutkunun; trajik aşkın romanı...
"Ölümsüz Antikite"nin üçüncü cildi "Casus Belli ya da Helena", antik söylencelerin ve mitolojinin en çok ilgi çeken efsanelerinden biri olan "Üç Güzeller" yarışmasından esinlenilerek kurulan bir alegori çerçevesinde dünyanın sosyal ve siyasal düzenine kuramsal analizler getiriyor. Silikon Vadisi'nde yaşayan Silikonyalılar'ın "Olimposlular"la sembolize edildiği romanda, tüm dünyayı ele geçiren ve insanlığı köleleştiren bu küçük grubun, sapkın ve hedonist bir yaşam tarzı ile insancıkları birbirlerine kırdırarak iktidarını sürdürdüğü "karanlık" bir gelecek anlatılıyor. Günümüze de derin göndermeleri olan bu disütopik "kara-roman"da, olayların, tragedyaya dönüşmesini kaçınılmaz kılacak bir öge her zamanki gibi olayların merkezinde: Türünün en iyi örneği olan iki gencin büyük aşkı... Adaletsiz Olimposlular, bu tür insansal zaafları hiçbir zaman ıskalamadılar ve bunları kullanarak insancıkları tragedyalardan tragedyalara sürüklediler. Tıpkı bugün dünyayı ele geçirmiş dev şirketlerin en büyüklerini içinde barındıran Silikonyalılar'ın yaptığı gibi... Bu, onları her zaman tragedyalara sürüklese de; insanlar asla aşık olmaktan ve sevdikleri için kalplerini kıyıcıların karşısında kalkan yapmaktan geri durmadılar... "Casus Belli ya da Helena" işte bunun, yani; tüm zamanların en önemli "savaş nedeni"nin romanı... Güzellik ve ona duyulan tutkunun; trajik aşkın romanı...