Cegerxwîn'in gerçek adı Şeyhmus’tur. 1903 yılında Hesarê köyünde doğmuş. Doğduğunda ailesi çok yoksul ve perişan haldeymiş. Diğer pekçok Kürt gibi geçim sıkıntısı nedeniyle Bêkendê köyündeki baba ocağını terk edip Hesarê’ye göç etmişlerdi.
1914 yılında 1. Dünya savaşı başladığında, 11 yaşındaydı. Yaşamın tadına varacak yaşta değilken, anne-babası ve diğer ataları gibi önce göç ve kaçış yollarını öğrenir, diğer Kürtler gibi bir esaretten öbürüne, Suriye topraklarındaki Amudê'nin bir köyüne yerleşir. Bir süre sonra annesini o köyde, o gurbet elde kaybeder. Bu, Şeyhmus’un yüreğini kanatan olaylardan biridir ve artık Amudê’de kalamaz hale gelir. Kız ve erkek kardeşleriyle birlikte oradan ayrılır ve çok sevdiği köyüne, Hesarê’ye döner. Fakat bu kez jandarma korkusu peşini bırakmaz, kardeşleri Asya ve Xelîl ile birlikte yine Amudê'ye döner.
Şeyhmus henüz çok gençken, çok çetin günler geçirmiş, İran, Türkiye ve Irak Kürdistanı’nın köy ve kentlerinde dolaşmıştı. Onun deyimiyle “Kürtlerin Kürdistanı, yani param parça edilmiş Kürdistan” gözlerinin önündeydi. Kürdistan davasını dert edinmişti ve bu yüreğini yakıyordu. O günden sonra bazılarının da dediği gibi artık "Şeyhmus" adı kendisine yakışmayacaktı. O kendi halkının derdini çektiği için Cegerxwîn adını aldı ve Kürt milletinin aziz bir şairi oldu.
Cegerxwîn'in gerçek adı Şeyhmus’tur. 1903 yılında Hesarê köyünde doğmuş. Doğduğunda ailesi çok yoksul ve perişan haldeymiş. Diğer pekçok Kürt gibi geçim sıkıntısı nedeniyle Bêkendê köyündeki baba ocağını terk edip Hesarê’ye göç etmişlerdi.
1914 yılında 1. Dünya savaşı başladığında, 11 yaşındaydı. Yaşamın tadına varacak yaşta değilken, anne-babası ve diğer ataları gibi önce göç ve kaçış yollarını öğrenir, diğer Kürtler gibi bir esaretten öbürüne, Suriye topraklarındaki Amudê'nin bir köyüne yerleşir. Bir süre sonra annesini o köyde, o gurbet elde kaybeder. Bu, Şeyhmus’un yüreğini kanatan olaylardan biridir ve artık Amudê’de kalamaz hale gelir. Kız ve erkek kardeşleriyle birlikte oradan ayrılır ve çok sevdiği köyüne, Hesarê’ye döner. Fakat bu kez jandarma korkusu peşini bırakmaz, kardeşleri Asya ve Xelîl ile birlikte yine Amudê'ye döner.
Şeyhmus henüz çok gençken, çok çetin günler geçirmiş, İran, Türkiye ve Irak Kürdistanı’nın köy ve kentlerinde dolaşmıştı. Onun deyimiyle “Kürtlerin Kürdistanı, yani param parça edilmiş Kürdistan” gözlerinin önündeydi. Kürdistan davasını dert edinmişti ve bu yüreğini yakıyordu. O günden sonra bazılarının da dediği gibi artık "Şeyhmus" adı kendisine yakışmayacaktı. O kendi halkının derdini çektiği için Cegerxwîn adını aldı ve Kürt milletinin aziz bir şairi oldu.