Dünya üzerindeki herzerrenin, gözle görülmeye olanak vermeyen, gizli karakterleri vardır. Bir analizci; şehirleri, insanları, nesneleri antropolog hassasiyetiyle incelerken, tüm incelemelerini hassas terazide tartarken ona gereken tek şey analiz malzemesidir. “Kurgu”dediğimiz, eylemden gelen bu şahane ad da onun soluk alışıdır. Paralel evrenler, bilinmeyen yer altı kentleri, laboratuvarlar, doğanın sade ama en öğretici platolarına kadar her şey kurgunun bir fonudur. Milyarlarca hikâye, dünyanın herhangi bir yerinde aynı anda serilip düğümleniyor olabilir. Karakterler, bu duruma aldırış etmeden kimi zaman kurguyu yücelterek, kimi zaman ise akışta huzura teslim olmak yerine kurguya ayak direyerek sayfalar arasında gezinirler. Özgürlük ile tutsaklık savaşabilir. Gerçekle hayal, bilim ile sanat, kartal ile su kuşu çatışabilir. Bu çatışma ve savaşlara tanık olurken taraf olmamamız neredeyse imkânsızdır. Bu yüzden her kurguda herkesin kendince bir başkahramanı olur. Bu kahraman -kim seçildiyse, herkesin seçimi muammadır- okurunun güler yüzlü dostu, ahde vefası, derin bir nefes alma sebebidir. Kişinin kahramanı; bir kral, bir köle, bir bilim çehresi, sadık köpek, saf yürekli dost… Herhangi bir şey olabilir. Kahramanın seçimi sonrası sıra savunulan / temsil edilen düşünceye gelir. İşte… Orada -yazarların en başından beri umduğu- sorgulama kısmına adım atılmış olur. Sevilen kahramanımızın da asla tanışık olmayı ya da şu hayatta bir kez bile karşılaşmış olmayı dilemeyeceğimiz kahramanın da o noktada pek önemi kalmaz. İş başa düşer. İnsan olmanın gereği anımsanır. Fırtınalı, kızgın okyanus dalgası da sakin göl suyu da olsa rotanız, dümen daima siz olmak zorundasınızdır.
Buradaki sayfalarda gezinirken Rayan, Zenith, Rıfat ve elbette Bamsı Beyrekile geçmiş-gelecek-halklar-güçler-hayaller-bilmediklerimiz-asla da bilemeyeceklerimiz-şehirler-aldanmalar- sahtekârlık-inanç inadı- yanı başınızda olacak…
Şehirler de insanlar da benzer kaderleri yaşarlar.
Yine de dünya hâlihazırdadönerken şehirlerin ve insanların silüetleriniusanmadan okuyun, kalpten okuyun…
Dünya üzerindeki herzerrenin, gözle görülmeye olanak vermeyen, gizli karakterleri vardır. Bir analizci; şehirleri, insanları, nesneleri antropolog hassasiyetiyle incelerken, tüm incelemelerini hassas terazide tartarken ona gereken tek şey analiz malzemesidir. “Kurgu”dediğimiz, eylemden gelen bu şahane ad da onun soluk alışıdır. Paralel evrenler, bilinmeyen yer altı kentleri, laboratuvarlar, doğanın sade ama en öğretici platolarına kadar her şey kurgunun bir fonudur. Milyarlarca hikâye, dünyanın herhangi bir yerinde aynı anda serilip düğümleniyor olabilir. Karakterler, bu duruma aldırış etmeden kimi zaman kurguyu yücelterek, kimi zaman ise akışta huzura teslim olmak yerine kurguya ayak direyerek sayfalar arasında gezinirler. Özgürlük ile tutsaklık savaşabilir. Gerçekle hayal, bilim ile sanat, kartal ile su kuşu çatışabilir. Bu çatışma ve savaşlara tanık olurken taraf olmamamız neredeyse imkânsızdır. Bu yüzden her kurguda herkesin kendince bir başkahramanı olur. Bu kahraman -kim seçildiyse, herkesin seçimi muammadır- okurunun güler yüzlü dostu, ahde vefası, derin bir nefes alma sebebidir. Kişinin kahramanı; bir kral, bir köle, bir bilim çehresi, sadık köpek, saf yürekli dost… Herhangi bir şey olabilir. Kahramanın seçimi sonrası sıra savunulan / temsil edilen düşünceye gelir. İşte… Orada -yazarların en başından beri umduğu- sorgulama kısmına adım atılmış olur. Sevilen kahramanımızın da asla tanışık olmayı ya da şu hayatta bir kez bile karşılaşmış olmayı dilemeyeceğimiz kahramanın da o noktada pek önemi kalmaz. İş başa düşer. İnsan olmanın gereği anımsanır. Fırtınalı, kızgın okyanus dalgası da sakin göl suyu da olsa rotanız, dümen daima siz olmak zorundasınızdır.
Buradaki sayfalarda gezinirken Rayan, Zenith, Rıfat ve elbette Bamsı Beyrekile geçmiş-gelecek-halklar-güçler-hayaller-bilmediklerimiz-asla da bilemeyeceklerimiz-şehirler-aldanmalar- sahtekârlık-inanç inadı- yanı başınızda olacak…
Şehirler de insanlar da benzer kaderleri yaşarlar.
Yine de dünya hâlihazırdadönerken şehirlerin ve insanların silüetleriniusanmadan okuyun, kalpten okuyun…
