De ki: "Ben (Allah'ın) resullerinin ilki değilim ve (onlar gibi) ben de bana da size de ne olacağını bilemem, sadece bana vahyolunana uyarım. Çünkü ben sadece açık bir uyarıcıyım." (46-Ahkâf/9)
"Ben, bana da size de ne olacağını bilemem" söylemi, "ben de sizin gibi bir insanım ne kendime ne de size ne olacağını asla bilemem, gaybdan da gelecekten de haber veremem ve ben sadece Allah'ın bana bildirdiği kadarını bilebilirim" demektir.
"Ben sadece bana vahyolunana uyarım." Yani "ben yalnızca Allah'ın koyduğu sınırları gösteririm, kendime göre sınır getiremem, Sırat-1 Müstakim-i tanıtırım fakat yol yapamam, Rabbimin belirlediği hükümleri anlatırım ama kafamdan hüküm veremem, ilahi kanunları söylerim ama kanun koyamam, şeriatı tebliğ ederim ancak şeriat ihdas edemem, her konuda görüşümü söylerim ama vahiy ile çelişen hiçbir şey asla söyleyemem." anlamındadır.
Ahiret, Cennet, Cehennem konuları tamamı ile gayb konusu olması nedeni ile, bu konular sadece Allah (cc)'in bildirmesi ile yani vahiy ile olur. Allah (cc)'in bildirdiklerinin haricinde söz söylenmesi, Peygamber adına uydurulan rivayetler üzerinden hüküm çıkarılması Allah'a ve Peygamber'e iftiradır. Özellikle farklı kültürlerden, inanışların ve metinlerden yapılan alıntıların sanki "Ayetler aslında bunu kastediyor" ya da "Peygamber (as)'in kanaati de bu yönde", gibi bir kanaat oluşturularak kültürlerin din haline getirilmesi sureti ile günümüzde kitabın konusu olan Cennet hakkında, Ayetlere takla attırılarak, bağlamından koparılarak Allah'ın bildirmediği mevzuları "Allah'a bilmediği bir şeyi öğretircesine" (HAŞA!) hüküm koyan, Cennet'i kafalarındaki fantezilere uygun hale getirip tabiri caiz ise harem dairesine çeviren, kavram kargaşası oluşturup maddi ve manevi nemalanan, din bezirganlarının hezeyanlarına bir nebze de olsa dur diyebilmek, Allah (cc)'in bildirdiği ve kitabın içerisinde bir kısmını yazdığımız filler ile elde edilecek mükafatın ne olduğunu Kur'an'a bir bütün olarak bakmak sureti ile izaha çalıştık. En doğrusunu Allah bilir. O hüküm ve hikmet sahibidir.
Gayret bizden başarı ise Allah (cc)'tandır.
De ki: "Ben (Allah'ın) resullerinin ilki değilim ve (onlar gibi) ben de bana da size de ne olacağını bilemem, sadece bana vahyolunana uyarım. Çünkü ben sadece açık bir uyarıcıyım." (46-Ahkâf/9)
"Ben, bana da size de ne olacağını bilemem" söylemi, "ben de sizin gibi bir insanım ne kendime ne de size ne olacağını asla bilemem, gaybdan da gelecekten de haber veremem ve ben sadece Allah'ın bana bildirdiği kadarını bilebilirim" demektir.
"Ben sadece bana vahyolunana uyarım." Yani "ben yalnızca Allah'ın koyduğu sınırları gösteririm, kendime göre sınır getiremem, Sırat-1 Müstakim-i tanıtırım fakat yol yapamam, Rabbimin belirlediği hükümleri anlatırım ama kafamdan hüküm veremem, ilahi kanunları söylerim ama kanun koyamam, şeriatı tebliğ ederim ancak şeriat ihdas edemem, her konuda görüşümü söylerim ama vahiy ile çelişen hiçbir şey asla söyleyemem." anlamındadır.
Ahiret, Cennet, Cehennem konuları tamamı ile gayb konusu olması nedeni ile, bu konular sadece Allah (cc)'in bildirmesi ile yani vahiy ile olur. Allah (cc)'in bildirdiklerinin haricinde söz söylenmesi, Peygamber adına uydurulan rivayetler üzerinden hüküm çıkarılması Allah'a ve Peygamber'e iftiradır. Özellikle farklı kültürlerden, inanışların ve metinlerden yapılan alıntıların sanki "Ayetler aslında bunu kastediyor" ya da "Peygamber (as)'in kanaati de bu yönde", gibi bir kanaat oluşturularak kültürlerin din haline getirilmesi sureti ile günümüzde kitabın konusu olan Cennet hakkında, Ayetlere takla attırılarak, bağlamından koparılarak Allah'ın bildirmediği mevzuları "Allah'a bilmediği bir şeyi öğretircesine" (HAŞA!) hüküm koyan, Cennet'i kafalarındaki fantezilere uygun hale getirip tabiri caiz ise harem dairesine çeviren, kavram kargaşası oluşturup maddi ve manevi nemalanan, din bezirganlarının hezeyanlarına bir nebze de olsa dur diyebilmek, Allah (cc)'in bildirdiği ve kitabın içerisinde bir kısmını yazdığımız filler ile elde edilecek mükafatın ne olduğunu Kur'an'a bir bütün olarak bakmak sureti ile izaha çalıştık. En doğrusunu Allah bilir. O hüküm ve hikmet sahibidir.
Gayret bizden başarı ise Allah (cc)'tandır.