Küresel iklim değişikliği, okyanusların asitlenmesi, kuraklık tehlikesi, doğal kaynakların ve biyolojik çeşitliliğin kaybı, dünyadaki bütün paydaşların çözümüne katkı yapması gereken ortak sorunlar arasındadır. Devletler, uluslararası örgütler ve işletmeler gibi tüketici olarak bireylerin de mevcut sorunların farkında olarak, gündelik hayatlarındaki davranışlarını gözden geçirmelerine ihtiyaç duyulmaktadır. Yeryüzünde olumsuz etkileri daha da hızlı hissedilen ekolojik çöküşün önlenmesi, gelecek nesillerin düşünülerek tüketim kararlarının alınması tüketici bireyler için bir ahlaki zorunluluk olmuştur. Bu kapsamda, bireysel tüketicilerin çevresel hassasiyetlerinin, bireysel değerlerinin, ahlaki zorunluluklarının çevreci tüketim davranışına etkilerini incelemek önem taşımaktadır. Çevreci tüketim davranışı, kaynak tüketme esaslı olabilmesi nedeniyle çelişkili bir kavram olarak algılanabilir ancak tüketimin farklı aşamalarında toplumsal ve çevresel sürdürülebilirliği desteklemektedir. Dolayısıyla, çevreci tüketimin kapsamının ve sürdürülebilirlikle ilişkisinin anlaşılması önemlidir. Bireylerin ahlaki zorunluluk hislerini yansıtan bireysel normlar, farklı satın alma öncesi, sırası ve sonrasındaki kararlarında tüketicilerin çevreci tutumlarını ve davranışlarını olumlu etkileyebilmektedir. Bu aşamada, bireysel değerlerden başlayarak inançlara ve sonrasında normlara etki eden bir zincirin, çevre dostu davranışları daha etkili açıklayabileceğini öneren Değer-İnanç-Norm (D-İ-N) Teorisi, bireysel normların olumlu etkisinin kalıcı olabileceğini savunmaktadır. Bu kitapta, farklı çevreci tüketim davranışları gözden geçirilmiştir ve (D-İ-N) teorisi kapsamında, değerlerden başlayan bir bilişsel zincirle tetiklenen bireysel normların gündelik hayattaki çevreci tüketim davranışların üzerindeki etkisi üzerine olan bir araştırmaya yer verilmiştir.
Küresel iklim değişikliği, okyanusların asitlenmesi, kuraklık tehlikesi, doğal kaynakların ve biyolojik çeşitliliğin kaybı, dünyadaki bütün paydaşların çözümüne katkı yapması gereken ortak sorunlar arasındadır. Devletler, uluslararası örgütler ve işletmeler gibi tüketici olarak bireylerin de mevcut sorunların farkında olarak, gündelik hayatlarındaki davranışlarını gözden geçirmelerine ihtiyaç duyulmaktadır. Yeryüzünde olumsuz etkileri daha da hızlı hissedilen ekolojik çöküşün önlenmesi, gelecek nesillerin düşünülerek tüketim kararlarının alınması tüketici bireyler için bir ahlaki zorunluluk olmuştur. Bu kapsamda, bireysel tüketicilerin çevresel hassasiyetlerinin, bireysel değerlerinin, ahlaki zorunluluklarının çevreci tüketim davranışına etkilerini incelemek önem taşımaktadır. Çevreci tüketim davranışı, kaynak tüketme esaslı olabilmesi nedeniyle çelişkili bir kavram olarak algılanabilir ancak tüketimin farklı aşamalarında toplumsal ve çevresel sürdürülebilirliği desteklemektedir. Dolayısıyla, çevreci tüketimin kapsamının ve sürdürülebilirlikle ilişkisinin anlaşılması önemlidir. Bireylerin ahlaki zorunluluk hislerini yansıtan bireysel normlar, farklı satın alma öncesi, sırası ve sonrasındaki kararlarında tüketicilerin çevreci tutumlarını ve davranışlarını olumlu etkileyebilmektedir. Bu aşamada, bireysel değerlerden başlayarak inançlara ve sonrasında normlara etki eden bir zincirin, çevre dostu davranışları daha etkili açıklayabileceğini öneren Değer-İnanç-Norm (D-İ-N) Teorisi, bireysel normların olumlu etkisinin kalıcı olabileceğini savunmaktadır. Bu kitapta, farklı çevreci tüketim davranışları gözden geçirilmiştir ve (D-İ-N) teorisi kapsamında, değerlerden başlayan bir bilişsel zincirle tetiklenen bireysel normların gündelik hayattaki çevreci tüketim davranışların üzerindeki etkisi üzerine olan bir araştırmaya yer verilmiştir.