Suç işleyen kişinin, işlediği suçun karşılığı olarak ceza infaz kurumuna konulması, eski zamanlardan beri görülen bir uygulama olmakla birlikte, hükümlü statüsüne giren bu kişilerin de bir takım haklara sahip oldukları, yakın zamanda kabul edilebilmiş bir gerçektir. Hükümlünün, toplumu ondan korumak amacı ile ceza süresince kapalı bir yere konulması ve bu yerde bulunduğu sürece hiçbir hakkın süjesi olmayacağının ileri sürülmesi, hürriyetine kavuştuktan sonra toplum tarafından tekrar kabullenilmesinde sıkıntılara yol açacaktır.
Yeni ve modern ceza infaz kurumları inşa edilerek, hükümlülerin fiziki olanaklarının iyileştirilmesi çözüm için yeterli olmayacak; hükümlülerin temel haklarının tanınarak hukuki olanakları da iyileştirilmedikçe, infaz sistemine ilişkin sorunlar katlanarak artmaya devam edecektir. Kitabımız temel olarak, hükümlülere tanınmış olan hakların ve hükümlülere yüklenen yükümlülüklerin neler olduğunu, ulusal ve uluslararası mevzuat ve yargı kararları çerçevesinde inceleme amacı taşımaktadır.
Suç işleyen kişinin, işlediği suçun karşılığı olarak ceza infaz kurumuna konulması, eski zamanlardan beri görülen bir uygulama olmakla birlikte, hükümlü statüsüne giren bu kişilerin de bir takım haklara sahip oldukları, yakın zamanda kabul edilebilmiş bir gerçektir. Hükümlünün, toplumu ondan korumak amacı ile ceza süresince kapalı bir yere konulması ve bu yerde bulunduğu sürece hiçbir hakkın süjesi olmayacağının ileri sürülmesi, hürriyetine kavuştuktan sonra toplum tarafından tekrar kabullenilmesinde sıkıntılara yol açacaktır.
Yeni ve modern ceza infaz kurumları inşa edilerek, hükümlülerin fiziki olanaklarının iyileştirilmesi çözüm için yeterli olmayacak; hükümlülerin temel haklarının tanınarak hukuki olanakları da iyileştirilmedikçe, infaz sistemine ilişkin sorunlar katlanarak artmaya devam edecektir. Kitabımız temel olarak, hükümlülere tanınmış olan hakların ve hükümlülere yüklenen yükümlülüklerin neler olduğunu, ulusal ve uluslararası mevzuat ve yargı kararları çerçevesinde inceleme amacı taşımaktadır.