Belirtilerin ve adli bilimlerin; hukuk uygulayıcıları tarafından anlaşılması, temel olarak bilinmesi ve gelişmelerin takip edilmesi gerekmektedir. Zira hakim, savcı ve avukatlar (çoğu kez bilirkişi yardımıyla) mevcut delil ve belirtileri ortaya koyup, tartışıp, değerlendirecek; bu şekilde maddi gerçeğe ulaşılmasına çalışılacaktır. Bu kapsamda öncelikle olay yeri inceleme ve soruşturma aşamasından başlanarak ceza muhakemesinde delil ve belirtilerin sağlamlıklarının ve güvenilirliklerinin yargılama sırasında ortaya konulması çok önemlidir. Somut bir olayın ispat edilebilmesi için delil ve belirtilerin bir bütün halinde yorumlanması, anlaşılması, değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu ise ancak belirtilerin temel olarak bilinmesi, ispatta nasıl kullanıldıklarının anlaşılması ile mümkün olabilecektir. Hukuk uygulayıcıları tarafından ise maalesef belirtiler yeterince bilinmemekte ve anlaşılamamaktadır.
Bu kapsamda, Avusturalyalı bir hakim ve profesör olan Hans Gross, 1800’lü yıllarda hakimler, polisler ve avukatlar için kitap hazırlamış; bir enstitü kurarak hakim ve avukatlara ders vermiştir. Bu husus oldukça dikkat çekici olup bu tür bir çalışmanın bir benzerinin ülkemizde de yapılması gerekmektedir. Fakat belirtiler, literatürde ve hukuk fakültesindeki derslerde yeterince yer bulmamaktadır.
Ülkemizde maalesef belirtilerin ispat mahiyetleri yeterince anlaşılmamakta, uygulamada hatalı değerlendirmeler yapılmaktadır. Günümüzde vazgeçilmez hale gelen belirtilerin özü anlaşılmadan, adli bir vakanın her türlü şüpheden uzak ve insan hakları ihlalleri olmaksızın ispatı çok zordur.
Çalışmanın ilk bölümünde, ispat hukuku ve delil türleri, belirtilerin ispat hukukundaki yeri; ikinci bölümünde ise, adli bilimler, kriminalistik ve yargı kararları ışığında belirti türleri ve belirti türlerinin adli olayların ispatında nasıl kullanılabilecekleri; literatürdeki çalışmalar, yargı kararları ve mevcut araştırmalardan yararlanılmak suretiyle ortaya koyulmaya çalışılmıştır.
Belirtilerin ve adli bilimlerin; hukuk uygulayıcıları tarafından anlaşılması, temel olarak bilinmesi ve gelişmelerin takip edilmesi gerekmektedir. Zira hakim, savcı ve avukatlar (çoğu kez bilirkişi yardımıyla) mevcut delil ve belirtileri ortaya koyup, tartışıp, değerlendirecek; bu şekilde maddi gerçeğe ulaşılmasına çalışılacaktır. Bu kapsamda öncelikle olay yeri inceleme ve soruşturma aşamasından başlanarak ceza muhakemesinde delil ve belirtilerin sağlamlıklarının ve güvenilirliklerinin yargılama sırasında ortaya konulması çok önemlidir. Somut bir olayın ispat edilebilmesi için delil ve belirtilerin bir bütün halinde yorumlanması, anlaşılması, değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu ise ancak belirtilerin temel olarak bilinmesi, ispatta nasıl kullanıldıklarının anlaşılması ile mümkün olabilecektir. Hukuk uygulayıcıları tarafından ise maalesef belirtiler yeterince bilinmemekte ve anlaşılamamaktadır.
Bu kapsamda, Avusturalyalı bir hakim ve profesör olan Hans Gross, 1800’lü yıllarda hakimler, polisler ve avukatlar için kitap hazırlamış; bir enstitü kurarak hakim ve avukatlara ders vermiştir. Bu husus oldukça dikkat çekici olup bu tür bir çalışmanın bir benzerinin ülkemizde de yapılması gerekmektedir. Fakat belirtiler, literatürde ve hukuk fakültesindeki derslerde yeterince yer bulmamaktadır.
Ülkemizde maalesef belirtilerin ispat mahiyetleri yeterince anlaşılmamakta, uygulamada hatalı değerlendirmeler yapılmaktadır. Günümüzde vazgeçilmez hale gelen belirtilerin özü anlaşılmadan, adli bir vakanın her türlü şüpheden uzak ve insan hakları ihlalleri olmaksızın ispatı çok zordur.
Çalışmanın ilk bölümünde, ispat hukuku ve delil türleri, belirtilerin ispat hukukundaki yeri; ikinci bölümünde ise, adli bilimler, kriminalistik ve yargı kararları ışığında belirti türleri ve belirti türlerinin adli olayların ispatında nasıl kullanılabilecekleri; literatürdeki çalışmalar, yargı kararları ve mevcut araştırmalardan yararlanılmak suretiyle ortaya koyulmaya çalışılmıştır.