“Arif öyle bir nura sahiptir’ki, bu sayede Allah’a ne derece yakın olduğunu görür: Allah’ın da kendi kalbine nekadar yakın olduğunu bilir. Meleklerin ve nebilerin ruhlarını görür. Sıddikların ruhlarını ve kalplerini görür. Onların hal ve makamlarını seyreder. Bütün bunlar kalbinin derinliklerinde ve sırrının safasında gerçekleşir. O Rabbi ile ebedi bir ferahlık içerisindedir. O artık Rabbinden alan ve O’nun halkına dağıtan bir vasıtadır. Eğer Allah Teala ve O’nun zikri seninle beraber ise korkma; kalbin O’nun kurbiyeti ile dolar. Şeytan, heva ve dünyadan gelen havatır senden kaçar. Eğer nefis, heva, şeytan ve dünyadan gelen hatırdan yüz çevirirsen ahiret hatırı sana gelir. Sonra melekten sana hatır gelir. Son olarak da Hak’tan sana bir hatır gelir ki, bu hedeftir.”
Geylani Kitaplığı’nın Türkçe’de ilk defa yayınlanan bu üçünçü kitabında, Gavs-ı Azam ruhlara ve gönüllere hitap etmeyi sürdürüyor, tasavvufun inceliklerini ve bu yolun inceliklerini öğretiyor.
“Arif öyle bir nura sahiptir’ki, bu sayede Allah’a ne derece yakın olduğunu görür: Allah’ın da kendi kalbine nekadar yakın olduğunu bilir. Meleklerin ve nebilerin ruhlarını görür. Sıddikların ruhlarını ve kalplerini görür. Onların hal ve makamlarını seyreder. Bütün bunlar kalbinin derinliklerinde ve sırrının safasında gerçekleşir. O Rabbi ile ebedi bir ferahlık içerisindedir. O artık Rabbinden alan ve O’nun halkına dağıtan bir vasıtadır. Eğer Allah Teala ve O’nun zikri seninle beraber ise korkma; kalbin O’nun kurbiyeti ile dolar. Şeytan, heva ve dünyadan gelen havatır senden kaçar. Eğer nefis, heva, şeytan ve dünyadan gelen hatırdan yüz çevirirsen ahiret hatırı sana gelir. Sonra melekten sana hatır gelir. Son olarak da Hak’tan sana bir hatır gelir ki, bu hedeftir.”
Geylani Kitaplığı’nın Türkçe’de ilk defa yayınlanan bu üçünçü kitabında, Gavs-ı Azam ruhlara ve gönüllere hitap etmeyi sürdürüyor, tasavvufun inceliklerini ve bu yolun inceliklerini öğretiyor.