Durgun bir havaydı. Her zamanki gibi uçurumun kenarındaydı üç kafadar. Elmas’ın etraftan topladığı taşlarla beş taş oynuyorlardı. Veli, elleri daha büyük olduğu için oyunu önde götürüyordu.
Bozi de, başını bir sağa bir sola çevirip, keskin gözleriyle taşları takip ediyor, hakemlik yapıyordu. Elmas yine yanmıştı. Sıra Veli’ye geçtiğinde, hiç umulmadık şekilde taşları yere savurdu ve yerden kalkarak toz olan dizlerini silkeledi...
Çin Seddi’ni herkes duymuştur ama kahramanlarımızın yaşadığı macera gibisini hiç duymamışsınızdır. Hele ki bu macera Çin Seddi’nin uzuuuun sütunları arasında geçiyorsa...
Durgun bir havaydı. Her zamanki gibi uçurumun kenarındaydı üç kafadar. Elmas’ın etraftan topladığı taşlarla beş taş oynuyorlardı. Veli, elleri daha büyük olduğu için oyunu önde götürüyordu.
Bozi de, başını bir sağa bir sola çevirip, keskin gözleriyle taşları takip ediyor, hakemlik yapıyordu. Elmas yine yanmıştı. Sıra Veli’ye geçtiğinde, hiç umulmadık şekilde taşları yere savurdu ve yerden kalkarak toz olan dizlerini silkeledi...
Çin Seddi’ni herkes duymuştur ama kahramanlarımızın yaşadığı macera gibisini hiç duymamışsınızdır. Hele ki bu macera Çin Seddi’nin uzuuuun sütunları arasında geçiyorsa...