Amacımız yeni bir Çin tarihi yazmak değil. Çin tarihi ortada duruyor, ancak alt üst edilmiş bir durumda. Bu resmî tarihi, 1636 yılında Çin'i ele geçiren Mançular yazdı. Yazarken de Türkleri tarihten tümüyle sildiler. Çin tarihi, Mançu egemenliğine kadar bir Türk tarihiydi. Mançular, Çin'i ele geçirdikten sonraki yaklaşık üç yüz yıl içinde Çin'deki Türk boylarını asimile ederek, “Han” adında düzmece bir etnos yarattılar.
Türklerin Çin'deki varlığı, binlerce yıl öncesinden başlar. Çin Uygarlığını kuranlar ve Çin'i 17. yüzyılın başlarına kadar yönetenler Türklerdi. Ancak Türkler, Avrupa'da olduğu gibi, Çin'de de kimliklerini yitirerek başka etnoslara dönüştüler. Avrupa'daki dönüşüm genellikle gönüllülük temeline dayanırken, Çin'deki dönüşüm baskı ve toplu kıyımlar altında gerçekleşti. Yüzyıllar boyu Türklerin gölgesi altında kalmış olan Mançular, yakaladıkları ilk boşlukta Türk varlığını ortadan kaldırarak, Çin tarihini kararttılar.
Bundan sonra Türk tarihçileri Çin'in gerçek tarihiyle ne kadar ilgilenir bilmem, ama umarım bu kitap resmî Türk tarihinin sorgulanması yolunda bir aşama olur ve Atatürk'ün ölümünden sonra kesintiye uğrayan tarih araştırmaları yeniden canlanır.
Daha önceki kitaplarımda da belirttiğim gibi ben tarihçi değil, iktisat tarihçisiyim. Belki de bu nedenle tarihe kuşku ve sorgulamayı gerektiren bir pencereden bakıyorum. Bunda, Batıda eğitim almanın ve bir Türk olarak Türklerin ve Türk tarihinin aşağılanmasını çıplak gözle görmenin de etkisi var doğal olarak. Ancak gerçek tektir. Yalnızca biraz kuşkucu ve sorgulayıcı olmak ve kaynak olarak önümüze serilen belgeleri daha ayrıntılı incelemek gerekiyor.
Amacımız yeni bir Çin tarihi yazmak değil. Çin tarihi ortada duruyor, ancak alt üst edilmiş bir durumda. Bu resmî tarihi, 1636 yılında Çin'i ele geçiren Mançular yazdı. Yazarken de Türkleri tarihten tümüyle sildiler. Çin tarihi, Mançu egemenliğine kadar bir Türk tarihiydi. Mançular, Çin'i ele geçirdikten sonraki yaklaşık üç yüz yıl içinde Çin'deki Türk boylarını asimile ederek, “Han” adında düzmece bir etnos yarattılar.
Türklerin Çin'deki varlığı, binlerce yıl öncesinden başlar. Çin Uygarlığını kuranlar ve Çin'i 17. yüzyılın başlarına kadar yönetenler Türklerdi. Ancak Türkler, Avrupa'da olduğu gibi, Çin'de de kimliklerini yitirerek başka etnoslara dönüştüler. Avrupa'daki dönüşüm genellikle gönüllülük temeline dayanırken, Çin'deki dönüşüm baskı ve toplu kıyımlar altında gerçekleşti. Yüzyıllar boyu Türklerin gölgesi altında kalmış olan Mançular, yakaladıkları ilk boşlukta Türk varlığını ortadan kaldırarak, Çin tarihini kararttılar.
Bundan sonra Türk tarihçileri Çin'in gerçek tarihiyle ne kadar ilgilenir bilmem, ama umarım bu kitap resmî Türk tarihinin sorgulanması yolunda bir aşama olur ve Atatürk'ün ölümünden sonra kesintiye uğrayan tarih araştırmaları yeniden canlanır.
Daha önceki kitaplarımda da belirttiğim gibi ben tarihçi değil, iktisat tarihçisiyim. Belki de bu nedenle tarihe kuşku ve sorgulamayı gerektiren bir pencereden bakıyorum. Bunda, Batıda eğitim almanın ve bir Türk olarak Türklerin ve Türk tarihinin aşağılanmasını çıplak gözle görmenin de etkisi var doğal olarak. Ancak gerçek tektir. Yalnızca biraz kuşkucu ve sorgulayıcı olmak ve kaynak olarak önümüze serilen belgeleri daha ayrıntılı incelemek gerekiyor.