Tarihi romancılığın usta ismi M. Turhan Tan, Cinci Hoca'da, kan kaybetmeye başlamış olan Osmanlı İmparatorluğu'nun kaderinin birkaç sahtekârın insafına bırakılışını, sarayda dönen entrikaları anlatıyor. İlk gününden son anına kadar I. İbrahim'in padişahlığının anlatıldığı romanda haremin devlet idaresinde ne derece etkili olduğu da ayrı bir gerçek olarak göze çarpıyor. Yirmi üç yıllık dulluk hayatında sadece bir kere soğukkanlılığını kaybetmiş, sinir buhranları içinde deli olacak hale gelmişti. Ona bu ruh sarsıntısını veren gene Sultan IV. Murat'tı. Çünkü sağ kalan tek kardeşini, Kösem Sultan'ın son yavrusunu da öldürmek istemişti. Bir oğlunun gözü önünde boğulmasına tahammül eden ana, bu ikinci felaketi sükûnetle karşılayamadı. Katille pençeleşerek yavrusunu ölümden kurtardı. Hayatını iki kere kendine borçlu olan o şehzade şimdi tahta çıkıyordu ve şüphe yok ki şükranını ödemeye çalışacaktı...
Tarihi romancılığın usta ismi M. Turhan Tan, Cinci Hoca'da, kan kaybetmeye başlamış olan Osmanlı İmparatorluğu'nun kaderinin birkaç sahtekârın insafına bırakılışını, sarayda dönen entrikaları anlatıyor. İlk gününden son anına kadar I. İbrahim'in padişahlığının anlatıldığı romanda haremin devlet idaresinde ne derece etkili olduğu da ayrı bir gerçek olarak göze çarpıyor. Yirmi üç yıllık dulluk hayatında sadece bir kere soğukkanlılığını kaybetmiş, sinir buhranları içinde deli olacak hale gelmişti. Ona bu ruh sarsıntısını veren gene Sultan IV. Murat'tı. Çünkü sağ kalan tek kardeşini, Kösem Sultan'ın son yavrusunu da öldürmek istemişti. Bir oğlunun gözü önünde boğulmasına tahammül eden ana, bu ikinci felaketi sükûnetle karşılayamadı. Katille pençeleşerek yavrusunu ölümden kurtardı. Hayatını iki kere kendine borçlu olan o şehzade şimdi tahta çıkıyordu ve şüphe yok ki şükranını ödemeye çalışacaktı...