Bu eserin yazarı Bedreddîn Muhammed Şiblî ( İmam-ı Şiblî )
(712/1312 - 769/1367)fakih, muhaddis, âlim, zekî ve faziletli olarak nitelendirilmiştir.
Orijinal adı, “Ğarâibü ve Acâibü’l-Cin Kemâ Yusavviruhâ’l-Kur’ânü ve’s-Sünneh” olan bu eserde 140 başlık altında “cin ve şeytan” konusu incelenmektedir.
İslam’a göre cin’in varlığı öylesine gerçektir ki Kur’ân-ı Kerim’in bir suresinin adı, cinlerin varlığı, cinlerin Kur’an’a ve Peygamberimize iman etmeleri, cinlerin itikadî durumu ve cinlerle insanlar arasındaki ilişkiler konularını da işleyen “Cin Suresi” dir.
Hz. Peygamber’in peygamberliğinin Mekke döneminde cinlerden bir topluluk Peygamberimizle buluşmuş, Rasûlullah (s.a.v.) onları imana davet etmiş, onlar da Müslüman olmuşlardır.
İnsanlarda olduğu gibi cinlerin de iman edenleri ve kâfir olanları vardır. Onların iman edenleri de namaz, oruç, hac gibi ibadetlerle yükümlüdürler.
Bu eserin yazarı Bedreddîn Muhammed Şiblî ( İmam-ı Şiblî )
(712/1312 - 769/1367)fakih, muhaddis, âlim, zekî ve faziletli olarak nitelendirilmiştir.
Orijinal adı, “Ğarâibü ve Acâibü’l-Cin Kemâ Yusavviruhâ’l-Kur’ânü ve’s-Sünneh” olan bu eserde 140 başlık altında “cin ve şeytan” konusu incelenmektedir.
İslam’a göre cin’in varlığı öylesine gerçektir ki Kur’ân-ı Kerim’in bir suresinin adı, cinlerin varlığı, cinlerin Kur’an’a ve Peygamberimize iman etmeleri, cinlerin itikadî durumu ve cinlerle insanlar arasındaki ilişkiler konularını da işleyen “Cin Suresi” dir.
Hz. Peygamber’in peygamberliğinin Mekke döneminde cinlerden bir topluluk Peygamberimizle buluşmuş, Rasûlullah (s.a.v.) onları imana davet etmiş, onlar da Müslüman olmuşlardır.
İnsanlarda olduğu gibi cinlerin de iman edenleri ve kâfir olanları vardır. Onların iman edenleri de namaz, oruç, hac gibi ibadetlerle yükümlüdürler.