Kişinin geçmişini ve aile öyküsünü tanımlayan soyadı, kadın için bir kimlik sorunu haline gelmiştir. Evlilik halinde yalnızca kadının soyadının değişmesi ve bu durumun bir zorunluluk hali olması, bu çalışmanın yapılmasının asli nedenidir. Öyle ki; kadın erkek eşitliği Anayasa ile güvence altına alınmış olduğu halde kadının kendi soyadını kullanma özgürlüğünün günümüzde dahi kendi elinde olmaması düşündürücüdür. Kadının soyadını kullanmaktaki tasarruf hakkının kısıtlanması, yüzyıllardır süregelen toplumsal cinsiyet rollerinin bir yansıması mıdır? Ataerkil toplumların düzeni üzerine inşa edilen kanunlar, uluslararası mahkeme kararlarına uyum sağlayamamakta mıdır? Bu çalışmanın amacı; cinsiyet ayrımcılığının temel kavramlarıyla ele alınarak, kadının soyadı sorununun güncel durumu hakkında kanunlar ve yargı kararları ışığında bir çerçeve çizmektir.
Kişinin geçmişini ve aile öyküsünü tanımlayan soyadı, kadın için bir kimlik sorunu haline gelmiştir. Evlilik halinde yalnızca kadının soyadının değişmesi ve bu durumun bir zorunluluk hali olması, bu çalışmanın yapılmasının asli nedenidir. Öyle ki; kadın erkek eşitliği Anayasa ile güvence altına alınmış olduğu halde kadının kendi soyadını kullanma özgürlüğünün günümüzde dahi kendi elinde olmaması düşündürücüdür. Kadının soyadını kullanmaktaki tasarruf hakkının kısıtlanması, yüzyıllardır süregelen toplumsal cinsiyet rollerinin bir yansıması mıdır? Ataerkil toplumların düzeni üzerine inşa edilen kanunlar, uluslararası mahkeme kararlarına uyum sağlayamamakta mıdır? Bu çalışmanın amacı; cinsiyet ayrımcılığının temel kavramlarıyla ele alınarak, kadının soyadı sorununun güncel durumu hakkında kanunlar ve yargı kararları ışığında bir çerçeve çizmektir.