Çit, üç kızın cesaret ve inanç dolu olağanüstü gerçek hikayesi; İngilizlerin Avustralya’nın gerçek sahiplerine yaptıklarının bir özeti…
Çocuk yaştaki Molly, Gracie ve Daisy, 1931 yılında Avustralya Hükümeti’nin asimilasyon politikası gereği beyazlara hizmetkâr olarak yetiştirilmek üzere bir merkeze götürülür. Bu yarı melez Aborijin teyze çocukları gördükleri karşısında dehşete kapılır: kurtlu yemekler, asma kilitler, parmaklıklı pencereler, sert ve soğuk yataklar… Ailelerinden koparılarak getirildikleri Moore Nehri Yerli Yerleşimi’nden, en küçüğü sekiz yaşında olan Molly, Gracie ve Daisy dokuz hafta süren bir yolculukla, ülkeyi kuzeyden güneye bölen iki bin kilometrelik çit boyunca yalınayak yürüyerek ailelerine kavuşurlar…
“Zeka ve cesaret dolu bir macera. Bu yolculuğa katılmak demek Avustralyalıların ruhundaki yaraları görmek demek.”
- Tony Stephens, Age
“Kültürel kibir, acımasızlık ve cesaret üzerine capcanlı bir hikaye.”
- Ian McFarlane, Canberra Sunday Times
“Bu kitabın tamamını okumaya yüreğiniz el vermeyebilir ama buna mecbursunuz.”
- Juliette Hughes, Eureka Street
“Pilkington’un anlattığı, yapmacıklıktan ve süslü püslü ifadelerden uzak dokunaklı bir hikaye.”
- Debra Adelaide, Sydney Morning Herald
Çit, üç kızın cesaret ve inanç dolu olağanüstü gerçek hikayesi; İngilizlerin Avustralya’nın gerçek sahiplerine yaptıklarının bir özeti…
Çocuk yaştaki Molly, Gracie ve Daisy, 1931 yılında Avustralya Hükümeti’nin asimilasyon politikası gereği beyazlara hizmetkâr olarak yetiştirilmek üzere bir merkeze götürülür. Bu yarı melez Aborijin teyze çocukları gördükleri karşısında dehşete kapılır: kurtlu yemekler, asma kilitler, parmaklıklı pencereler, sert ve soğuk yataklar… Ailelerinden koparılarak getirildikleri Moore Nehri Yerli Yerleşimi’nden, en küçüğü sekiz yaşında olan Molly, Gracie ve Daisy dokuz hafta süren bir yolculukla, ülkeyi kuzeyden güneye bölen iki bin kilometrelik çit boyunca yalınayak yürüyerek ailelerine kavuşurlar…
“Zeka ve cesaret dolu bir macera. Bu yolculuğa katılmak demek Avustralyalıların ruhundaki yaraları görmek demek.”
- Tony Stephens, Age
“Kültürel kibir, acımasızlık ve cesaret üzerine capcanlı bir hikaye.”
- Ian McFarlane, Canberra Sunday Times
“Bu kitabın tamamını okumaya yüreğiniz el vermeyebilir ama buna mecbursunuz.”
- Juliette Hughes, Eureka Street
“Pilkington’un anlattığı, yapmacıklıktan ve süslü püslü ifadelerden uzak dokunaklı bir hikaye.”
- Debra Adelaide, Sydney Morning Herald