Bu kitaptaki makalelerin ortak paydası, geçmişten günümüze değin çocuğa ve çocukluğa ilişkin sorunların, bağlam, kültür ve ideolojik-siyasal yapılar değişse de karakteristik benzerlikler gösterdiği; haliyle pek de istenilen ölçü ve düzeyde çözülemediği yönünde. Çözülse de yeni sorunların kendilerini hemen her mekân, zaman ve bağlamda gösterdiği görülmekte.Çocuğa özgü haklar; mekân, eğitim, psikolojiden tutun da yiyecek ve giyime değin bir dolu özel düzenlemenin gereği, bugün dünyanın pek çok ülkesinin normlarından biri haline geldi.
Bu yönüyle, geçmişin romantik felsefe ve edebiyatının soyut yüceltmesi içinde idealize edilen bir çocuk, bugün artık toplum içinde somut bir dünyanın öznesi olmak bakımından oldukça şanslı sayılsa gerek.Çocuğa özel duyarlı bakışın ardından demokratik birikim ve deneyime eklenen bilimsel bilgiler, çocukluk dönemini bir an geçilmesi gereken bir ara aşama olmak yerine, kendi içinde değerli bir evre olarak yeniden formüle etmektedir.
O yüzden çocuk ve çocukluk konusunda çeşitli uzmanlıkların bilfiil çalışmalarıyla çocuğa olan yetişkin bakış açısının giderek olumlu bit noktaya evrilmeye devam ettiğini görüyoruz.Kemal İnal, bu iyiye doğru evrime karşın kimi ülke, sınıf ve kültürlerde mevcut kötü gidişatın tarihsel, sosyal ve siyasal sonuçlarını da irdelemekte ve ele aldığı temaları Türkiye bağlamında analiz etmektedir. Çalışma, sözde çocuklara çok değer verilen, adlarına ulusal bir bayram hediye edilen ve ailede baş tacı edilen çocukların çeşitli sorunlar içerisinde neden ve nasıl yer aldığını ele alırken, çözümün “çocuk hakları”nın geliştirilmesinde yattığını vurgulamaktadır.
Bu kitaptaki makalelerin ortak paydası, geçmişten günümüze değin çocuğa ve çocukluğa ilişkin sorunların, bağlam, kültür ve ideolojik-siyasal yapılar değişse de karakteristik benzerlikler gösterdiği; haliyle pek de istenilen ölçü ve düzeyde çözülemediği yönünde. Çözülse de yeni sorunların kendilerini hemen her mekân, zaman ve bağlamda gösterdiği görülmekte.Çocuğa özgü haklar; mekân, eğitim, psikolojiden tutun da yiyecek ve giyime değin bir dolu özel düzenlemenin gereği, bugün dünyanın pek çok ülkesinin normlarından biri haline geldi.
Bu yönüyle, geçmişin romantik felsefe ve edebiyatının soyut yüceltmesi içinde idealize edilen bir çocuk, bugün artık toplum içinde somut bir dünyanın öznesi olmak bakımından oldukça şanslı sayılsa gerek.Çocuğa özel duyarlı bakışın ardından demokratik birikim ve deneyime eklenen bilimsel bilgiler, çocukluk dönemini bir an geçilmesi gereken bir ara aşama olmak yerine, kendi içinde değerli bir evre olarak yeniden formüle etmektedir.
O yüzden çocuk ve çocukluk konusunda çeşitli uzmanlıkların bilfiil çalışmalarıyla çocuğa olan yetişkin bakış açısının giderek olumlu bit noktaya evrilmeye devam ettiğini görüyoruz.Kemal İnal, bu iyiye doğru evrime karşın kimi ülke, sınıf ve kültürlerde mevcut kötü gidişatın tarihsel, sosyal ve siyasal sonuçlarını da irdelemekte ve ele aldığı temaları Türkiye bağlamında analiz etmektedir. Çalışma, sözde çocuklara çok değer verilen, adlarına ulusal bir bayram hediye edilen ve ailede baş tacı edilen çocukların çeşitli sorunlar içerisinde neden ve nasıl yer aldığını ele alırken, çözümün “çocuk hakları”nın geliştirilmesinde yattığını vurgulamaktadır.