“Bir zamanlar yabancı bir ülkeden gelenler tarafından yaratılan ve bugün geçmişte kaybolan o dünyayı; Volga Almanlarının parlak, özgün, canlı dünyasını anlatmak istedim.
Ama bu aynı zamanda yüreğimizdeki korkuların kaynağı olup, bir taraftan bu korkuları yenmenin çaresi olacak kadar büyük bir sevginin hikâyesi.”
–Guzel Yahina
Çocuklarım, 1920-30 yılları arasında, Volga Nehri boyunca süregiden bir hikâyeyi anlatır. Alman asıllı Rus vatandaşı Yakob Bach, Gnadental’de yaşayan bir köy okulu öğretmenidir. Hayli zaman önce dünyaya sırtını dönmüş olan Bach, gözlerden uzak bir çiftlikte bir yandan biricik kızı Ançe’yi büyütürken bir yandan da adını gizleyerek hikâyeler yazar ve derken, yazdıkları trajik bir biçimde gerçeğe dönüşmeye başlar. Bach’ın yarattığı kurgular, Volga kıyılarında aşk, siyaset ve ölümleriyle, dünyanın akışına karışır.
“Güzel Yahina’nın yazım biçimi çok keskin.
Cümleler kısa ve gereksiz hiçbir şey yok.
Karşımızda uzun yıllardır beklediğimiz çok ciddi bir kitap var.”
–Pavel Basinski
“Bir zamanlar yabancı bir ülkeden gelenler tarafından yaratılan ve bugün geçmişte kaybolan o dünyayı; Volga Almanlarının parlak, özgün, canlı dünyasını anlatmak istedim.
Ama bu aynı zamanda yüreğimizdeki korkuların kaynağı olup, bir taraftan bu korkuları yenmenin çaresi olacak kadar büyük bir sevginin hikâyesi.”
–Guzel Yahina
Çocuklarım, 1920-30 yılları arasında, Volga Nehri boyunca süregiden bir hikâyeyi anlatır. Alman asıllı Rus vatandaşı Yakob Bach, Gnadental’de yaşayan bir köy okulu öğretmenidir. Hayli zaman önce dünyaya sırtını dönmüş olan Bach, gözlerden uzak bir çiftlikte bir yandan biricik kızı Ançe’yi büyütürken bir yandan da adını gizleyerek hikâyeler yazar ve derken, yazdıkları trajik bir biçimde gerçeğe dönüşmeye başlar. Bach’ın yarattığı kurgular, Volga kıyılarında aşk, siyaset ve ölümleriyle, dünyanın akışına karışır.
“Güzel Yahina’nın yazım biçimi çok keskin.
Cümleler kısa ve gereksiz hiçbir şey yok.
Karşımızda uzun yıllardır beklediğimiz çok ciddi bir kitap var.”
–Pavel Basinski