Bu çalışma, Güvenlik Stratejileri ve Yönetimi Anabilim Dalında yapılmış özgün ve yenilikçi bir çalışmadır. İlk bölümde, Çokkültürlülük kavramsal ve kuramsal olarak incelenmiş, kavram karmaşasını önlemek için Çokkültürcülük kavramı çalışmaya eklenmiştir. İkinci bölüm Toplumsal Güvenlik olgusunu Türk akademik dünyasına kazandırma gayreti içindedir.
Üçüncü bölümde Çokkültürlülük ve Güvenlik konuları beraber ele alınırken dördüncü bölüm ABD'nin rüyalar mı kâbuslar mı ülkesi olduğu, özgürlükler ülkesi olarak bilinen ABD'nin kime ne kadar özgürlük verdiği, eşitliğin günümüzde bile ne derece hayata geçebildiği gibi konuları tartışmıştır. Son bölüm ABD'de Toplumsal Güvenlik olgusuna çokkültürlü ve ABD'de Çokkültürlülük olgusuna toplumsal güvenlikçi bakışla yaklaşmış, güvenlik politikalarındaki kırılma noktalarını tarihsel sıra ile irdelemeye çalışmıştır.
Eser, herkesin rahatça anlayabileceği bir dil ve eleştirel bakış açısı ile kaleme alınmıştır. Konu, ABD özelinde ele alınsa da okuyucuya daha geniş bir bakış açısı sağlayacaktır. Çalışma, başta sosyoloji ve siyaset bilimi olmak üzere güvenlik bilimleri, felsefe, uluslararası ilişkiler, sosyal psikoloji ve tarih ile ilgilenen herkese hitap etmektedir. Eser, bilhassa Türk akademik camiasında iddialı ve yeni bir söylemle Güvenlik Sosyolojisi'nin ilk tuğlasını koymaktadır.
Bu çalışma, Güvenlik Stratejileri ve Yönetimi Anabilim Dalında yapılmış özgün ve yenilikçi bir çalışmadır. İlk bölümde, Çokkültürlülük kavramsal ve kuramsal olarak incelenmiş, kavram karmaşasını önlemek için Çokkültürcülük kavramı çalışmaya eklenmiştir. İkinci bölüm Toplumsal Güvenlik olgusunu Türk akademik dünyasına kazandırma gayreti içindedir.
Üçüncü bölümde Çokkültürlülük ve Güvenlik konuları beraber ele alınırken dördüncü bölüm ABD'nin rüyalar mı kâbuslar mı ülkesi olduğu, özgürlükler ülkesi olarak bilinen ABD'nin kime ne kadar özgürlük verdiği, eşitliğin günümüzde bile ne derece hayata geçebildiği gibi konuları tartışmıştır. Son bölüm ABD'de Toplumsal Güvenlik olgusuna çokkültürlü ve ABD'de Çokkültürlülük olgusuna toplumsal güvenlikçi bakışla yaklaşmış, güvenlik politikalarındaki kırılma noktalarını tarihsel sıra ile irdelemeye çalışmıştır.
Eser, herkesin rahatça anlayabileceği bir dil ve eleştirel bakış açısı ile kaleme alınmıştır. Konu, ABD özelinde ele alınsa da okuyucuya daha geniş bir bakış açısı sağlayacaktır. Çalışma, başta sosyoloji ve siyaset bilimi olmak üzere güvenlik bilimleri, felsefe, uluslararası ilişkiler, sosyal psikoloji ve tarih ile ilgilenen herkese hitap etmektedir. Eser, bilhassa Türk akademik camiasında iddialı ve yeni bir söylemle Güvenlik Sosyolojisi'nin ilk tuğlasını koymaktadır.