Çöplüğün Generali, hayalî ancak bize çok tanıdık bir ülkede geçiyor. İşte bu ülkede, günün birinde, çöplüklerde, boş arazilerde gömülüp bırakılmış bombalar, mermiler bulunmaya başlar. Bu durum bir yazarın dikkatini çeker ve yazar, bu konunun çevresinde bir roman yazmaya koyulur. Ne var ki romanını tamamlayamadan kaybolacaktır.
Sesimi duyurabilmek için bağırmaya başlıyorum: O gün, orada olanları bilen biri var! O gün orada olanları hatırlayan biri var! Her şey yazılmış, her şey anlatılmış! Yazılmayan, anlatılmayan ne kalmışsa onları yaşamış biri var: O gün, orada ne olduğunu anlatacak biri var! Sesim yeryüzüne, gökyüzüne yayılıyor. Burası o kadar ıssız, o kadar uzak, o kadar insansız ki, çığlığımı kimse duymuyor.
Çöplüğün Generali, hayalî ancak bize çok tanıdık bir ülkede geçiyor. İşte bu ülkede, günün birinde, çöplüklerde, boş arazilerde gömülüp bırakılmış bombalar, mermiler bulunmaya başlar. Bu durum bir yazarın dikkatini çeker ve yazar, bu konunun çevresinde bir roman yazmaya koyulur. Ne var ki romanını tamamlayamadan kaybolacaktır.
Sesimi duyurabilmek için bağırmaya başlıyorum: O gün, orada olanları bilen biri var! O gün orada olanları hatırlayan biri var! Her şey yazılmış, her şey anlatılmış! Yazılmayan, anlatılmayan ne kalmışsa onları yaşamış biri var: O gün, orada ne olduğunu anlatacak biri var! Sesim yeryüzüne, gökyüzüne yayılıyor. Burası o kadar ıssız, o kadar uzak, o kadar insansız ki, çığlığımı kimse duymuyor.