"Hasan Şahin’in Çürük Memet adlı hikâyeleri, durum ve atmosfer oluşturmak yerine, olay merkezli ve halk anlatıları ekseninde, klasik formda cereyan eden ve şekillenen metinlerdir.
Hasan Şahin’in hikâye evreni, “küçük insanın” tuhaf ve arızalı hallerine eğilinmiş ve halktan, halkın içinden sorunlu, akılda yer edici ve belirgin özellikleriyle öne çıkan kişilerin anlatıldığı metinlerdir.
Şahin, bir halk anlatıcısı olarak bu kişileri anlatırken onları olağan halleriyle, doğallıkla aktarıyor okura. Yapma-yapıştırma kişiler değildir bunlar ve bireysel bir yabancılaşma yaşamazlar. Bu anlamda içe dönük bir hikâye algısı yerine dışarıya odaklı ve kanlı-canlı kişiler anlatılır.
Somut bir hikâye anlatıcısıdır Şahin. Bu somutluk ve doğrudanlık içinde deliler, hırsızlar, sahte şeyhler, sahte evliyalar, dolandırıcılar, ağalar, ağa kızları, çobanlar, davulcular-zurnacılar, çocuğu olmayan kadınlar, evlenmek isteyen gençler, yoksullar, garibanlar en doğal ve kendiliğinden halleriyle ve canlı bir halk panoraması eşliğinde, kıssadan hisse çıkarabileceğimiz bir öğreticilikte sunulurlar okura. Bu anlamda tüm toplumsal-inançsal sorunların temelinde “cehalet” yer alır. Bu tematik unsur da bilinçli ve somut bir anlatıcıyı işaretler.
Çürük Memet, Türkiye’nin güneyinden, kasabalarından, köylerinden sıcak insan tablolarıyla, çıkışsızlıktan bunalan hikâyeciliğimize, yeni bir nefeslenme olanağı ve somut bir damar açıyor.
Soyut öykünün sayrıl içrek hâllerinden; somutun, canlılığın, hareketin, dışarlıklı olanın, cümbüşün, dışrak ve elle tutulur gözle görülür olay ve kişilerin hikâye dünyasına hoş geldiniz…"
"Hasan Şahin’in Çürük Memet adlı hikâyeleri, durum ve atmosfer oluşturmak yerine, olay merkezli ve halk anlatıları ekseninde, klasik formda cereyan eden ve şekillenen metinlerdir.
Hasan Şahin’in hikâye evreni, “küçük insanın” tuhaf ve arızalı hallerine eğilinmiş ve halktan, halkın içinden sorunlu, akılda yer edici ve belirgin özellikleriyle öne çıkan kişilerin anlatıldığı metinlerdir.
Şahin, bir halk anlatıcısı olarak bu kişileri anlatırken onları olağan halleriyle, doğallıkla aktarıyor okura. Yapma-yapıştırma kişiler değildir bunlar ve bireysel bir yabancılaşma yaşamazlar. Bu anlamda içe dönük bir hikâye algısı yerine dışarıya odaklı ve kanlı-canlı kişiler anlatılır.
Somut bir hikâye anlatıcısıdır Şahin. Bu somutluk ve doğrudanlık içinde deliler, hırsızlar, sahte şeyhler, sahte evliyalar, dolandırıcılar, ağalar, ağa kızları, çobanlar, davulcular-zurnacılar, çocuğu olmayan kadınlar, evlenmek isteyen gençler, yoksullar, garibanlar en doğal ve kendiliğinden halleriyle ve canlı bir halk panoraması eşliğinde, kıssadan hisse çıkarabileceğimiz bir öğreticilikte sunulurlar okura. Bu anlamda tüm toplumsal-inançsal sorunların temelinde “cehalet” yer alır. Bu tematik unsur da bilinçli ve somut bir anlatıcıyı işaretler.
Çürük Memet, Türkiye’nin güneyinden, kasabalarından, köylerinden sıcak insan tablolarıyla, çıkışsızlıktan bunalan hikâyeciliğimize, yeni bir nefeslenme olanağı ve somut bir damar açıyor.
Soyut öykünün sayrıl içrek hâllerinden; somutun, canlılığın, hareketin, dışarlıklı olanın, cümbüşün, dışrak ve elle tutulur gözle görülür olay ve kişilerin hikâye dünyasına hoş geldiniz…"