Yaşadığımız toplumda ve şahit olduğumuz zamanda; vicdansızlık ve adaletsizlik sıradanlaşıyorsa “Bana ne” diyebilir miyiz? Kötülük ve çirkinliği, hırsızlık ve yolsuzluğu sadece eleştirip lanetleyerek bitirebilir miyiz? Peki, yanlışları başkasına yıkıp sorunların sebebini hep dışarıda arayarak çözüm bulabilir miyiz?
Elbette hayır! Bugün insanlık kalben daralıyor, ruhen dağılıyor ve ahlaken savruluyorsa, bu kötü gidişattaki payımızı sorgulamalıyız. Aksi halde zulme sessizlik, cehalete müsamaha ve yanlışa tolerans önce inancımızı zehirleyecek, ardından insani değerlerimizde dağılma ve toplumsal yapımızda kırılmalara yol açacaktır.
Eğer şikâyetçi olduğumuz bu dağınıklığı düzeltmek istiyorsak; çözüme talip olmalı ve önce kendimizle yüzleşmeliyiz...
Yaşadığımız toplumda ve şahit olduğumuz zamanda; vicdansızlık ve adaletsizlik sıradanlaşıyorsa “Bana ne” diyebilir miyiz? Kötülük ve çirkinliği, hırsızlık ve yolsuzluğu sadece eleştirip lanetleyerek bitirebilir miyiz? Peki, yanlışları başkasına yıkıp sorunların sebebini hep dışarıda arayarak çözüm bulabilir miyiz?
Elbette hayır! Bugün insanlık kalben daralıyor, ruhen dağılıyor ve ahlaken savruluyorsa, bu kötü gidişattaki payımızı sorgulamalıyız. Aksi halde zulme sessizlik, cehalete müsamaha ve yanlışa tolerans önce inancımızı zehirleyecek, ardından insani değerlerimizde dağılma ve toplumsal yapımızda kırılmalara yol açacaktır.
Eğer şikâyetçi olduğumuz bu dağınıklığı düzeltmek istiyorsak; çözüme talip olmalı ve önce kendimizle yüzleşmeliyiz...