“Tipinin başladığı sabah... Onu bile bile tek başına, yalnız bıraktım. Erkenden uyanmış olmama rağmen mahsus geç gittim eve. Tek başına kalıp mücadele etmeyi öğrensin istedim ama kapıyı açtığımda perişan hâldeydi. Elini kapıya yapıştırmış, ağlamış, çok üşümüş ve sobadan zehirlenip öldüğümü kurarak kafasında çok korkmuştu. Pişmanlık duygusuyla sımsıkı sarıldım. Her geçen gün çoğalan, büyüyen... Bitti desem de bitmeyen bir duyguyla onu sevdiğimi... Amma velakin aşılamaz sıkıntılar bir yana Neşe'nin beni sevdiğini sanmıyorum. Benim varlığımdan güç alıyor sadece. Hissettiği şey bu.”
“Tipinin başladığı sabah... Onu bile bile tek başına, yalnız bıraktım. Erkenden uyanmış olmama rağmen mahsus geç gittim eve. Tek başına kalıp mücadele etmeyi öğrensin istedim ama kapıyı açtığımda perişan hâldeydi. Elini kapıya yapıştırmış, ağlamış, çok üşümüş ve sobadan zehirlenip öldüğümü kurarak kafasında çok korkmuştu. Pişmanlık duygusuyla sımsıkı sarıldım. Her geçen gün çoğalan, büyüyen... Bitti desem de bitmeyen bir duyguyla onu sevdiğimi... Amma velakin aşılamaz sıkıntılar bir yana Neşe'nin beni sevdiğini sanmıyorum. Benim varlığımdan güç alıyor sadece. Hissettiği şey bu.”