“Hiçbir zaman bir erkeğin beni kontrol etmesine ya da yaptığım herhangi bir şeye karışmasına müsaade etmedim.”
Daisy Miller, günümüzde bile göze batabilecek özgür bir genç kızdır. Ailesiyle beraber Avrupa’da seyahat ederken yine kendisi gibi Amerikalı olan anlatıcımız Winterbourne ile tanışır. Hâl ve tavırları, dayatmalara kulak asmayışı ve sadece kendi arzularını ön planda tutuşuyla, kendini modern gören talibi için bile bir tehdit oluşturur. İsviçre’den İtalya’ya uzanan hikâye, değişen dünyada ahlak ve masumiyet kavramlarını sorgulatır.
Yazıldığı dönemde, genç kızlara kötü örnek olduğu öne sürülerek eleştiri oklarını üzerine çekse de, Henry James’in isminin edebiyat tarihine altın harflerle yazılmasını sağlamıştır.
“Hiçbir zaman bir erkeğin beni kontrol etmesine ya da yaptığım herhangi bir şeye karışmasına müsaade etmedim.”
Daisy Miller, günümüzde bile göze batabilecek özgür bir genç kızdır. Ailesiyle beraber Avrupa’da seyahat ederken yine kendisi gibi Amerikalı olan anlatıcımız Winterbourne ile tanışır. Hâl ve tavırları, dayatmalara kulak asmayışı ve sadece kendi arzularını ön planda tutuşuyla, kendini modern gören talibi için bile bir tehdit oluşturur. İsviçre’den İtalya’ya uzanan hikâye, değişen dünyada ahlak ve masumiyet kavramlarını sorgulatır.
Yazıldığı dönemde, genç kızlara kötü örnek olduğu öne sürülerek eleştiri oklarını üzerine çekse de, Henry James’in isminin edebiyat tarihine altın harflerle yazılmasını sağlamıştır.