“Bir yazar için yazmak eyleminden daha öğretici bir şey yok.”
Günlük türünün en önemli isimlerinden biri olan André Gide, edebiyatçı günlüklerinin birer portre, öykü, anı, tarih yazısı olduğunu söyler. Türk edebiyatının abidevi günlüklerinden biri olan Damla Damla Günler'in III. cildinde Adalet Ağaoğlu tam da bunu yapıyor. Ağaoğlu'nun okuduğu kitaplar, izlediği filmler, tiyatrolar, sevdiği yazarlar, yönetmenler ve ressamlar, gittiği ülkeler, kaybettiği dostlar, girdiği/gördüğü davalar, yani kısaca Hayır…'ın yazıldığı dar zamanlar.
Günlük'ün, önceki baskılarda tek cilt olarak yayınlanan 1983-1996 dönemini, daha rahat okunmasını sağlamak amacıyla iki cilt halinde sunuyoruz.
“Hayat önümüzde yaşanan her şeyiyle öyle derin, derinlemesine derin dururken, edebiyattan, insanları, insan hayatlarını yazmaktan bazan tiksiniyorum. Edebiyatı suçluyorum. En büyük yazarın bile, hayat adına ya çok az, ya da çok çok fazla konuştuğunu düşünüyorum. Hayatın tam kendisini değil.”
“Bir yazar için yazmak eyleminden daha öğretici bir şey yok.”
Günlük türünün en önemli isimlerinden biri olan André Gide, edebiyatçı günlüklerinin birer portre, öykü, anı, tarih yazısı olduğunu söyler. Türk edebiyatının abidevi günlüklerinden biri olan Damla Damla Günler'in III. cildinde Adalet Ağaoğlu tam da bunu yapıyor. Ağaoğlu'nun okuduğu kitaplar, izlediği filmler, tiyatrolar, sevdiği yazarlar, yönetmenler ve ressamlar, gittiği ülkeler, kaybettiği dostlar, girdiği/gördüğü davalar, yani kısaca Hayır…'ın yazıldığı dar zamanlar.
Günlük'ün, önceki baskılarda tek cilt olarak yayınlanan 1983-1996 dönemini, daha rahat okunmasını sağlamak amacıyla iki cilt halinde sunuyoruz.
“Hayat önümüzde yaşanan her şeyiyle öyle derin, derinlemesine derin dururken, edebiyattan, insanları, insan hayatlarını yazmaktan bazan tiksiniyorum. Edebiyatı suçluyorum. En büyük yazarın bile, hayat adına ya çok az, ya da çok çok fazla konuştuğunu düşünüyorum. Hayatın tam kendisini değil.”