“2030 yılına hoş geldiniz.
Şehrime hoş geldiniz,
Yoksa şehrimiz mi demeliyim?
Hiçbir şeye sahip değilim.
Arabam yok. Benim bir evim yok.
Herhangi bir aletim veya kıyafetim yok.”
Teknolojinin her şeyin çözümü olarak sunulduğu bir çağda yaşıyoruz. Hastalıkların azalması, ölümsüzlük, ilahlık, cenneti andıran sanal bir dünya, holografik aile, holografik komşular, hizmetçi robotlar, yapay zekâ ve nihayet bütün bunların etkisiyle İncil’de bahsedilen Göklerin Melekûtu ya da Cennetin Krallığı ideali şimdi bize dijitalizm ile sunuluyor.
Küresel Sosyalizm mi geliyor Deccalizm mi?
“2030 yılına hoş geldiniz.
Şehrime hoş geldiniz,
Yoksa şehrimiz mi demeliyim?
Hiçbir şeye sahip değilim.
Arabam yok. Benim bir evim yok.
Herhangi bir aletim veya kıyafetim yok.”
Teknolojinin her şeyin çözümü olarak sunulduğu bir çağda yaşıyoruz. Hastalıkların azalması, ölümsüzlük, ilahlık, cenneti andıran sanal bir dünya, holografik aile, holografik komşular, hizmetçi robotlar, yapay zekâ ve nihayet bütün bunların etkisiyle İncil’de bahsedilen Göklerin Melekûtu ya da Cennetin Krallığı ideali şimdi bize dijitalizm ile sunuluyor.
Küresel Sosyalizm mi geliyor Deccalizm mi?