Rüzgâr, bu derin sessizliğe saygısını yükseklerden, ağaçların tepesinden geçerek gösteriyordu. Bir serçe, titreyen bacaklarıyla yürüyor, tin tin. İnsanlar, burada birer serçe, cıvıltılarını ertelemiş. Serçe pırr… uçtu, Anıta kondu, göğsünü dokundurdu. Önceki konuşunu hatırladı. O zaman gözleri nereye, nasıl bakmıştı? Kızdı gözlerine serçe. Kanadı bir taşa değdi, dedesi geldi gözünün önüne; “Selâmını getirdim…” dedi. “bir de özrü var size dedemin…!” Göğsü inip kalkıyordu. “Sen olsan dedem şimdi ağlardın, ama ben ağlamayacağım. Onlar, ben ağlamayayım için yatmıyorlar mı?' Yıllar öncesinden farklı yükselmişti sesi. Büyüktü Şehitlik, kendisi küçücük. Kocamandı Şehitlik, vatanıydı. Özgürce uçacaktı serçe.
“Cik, cik…”
Rüzgâr, bu derin sessizliğe saygısını yükseklerden, ağaçların tepesinden geçerek gösteriyordu. Bir serçe, titreyen bacaklarıyla yürüyor, tin tin. İnsanlar, burada birer serçe, cıvıltılarını ertelemiş. Serçe pırr… uçtu, Anıta kondu, göğsünü dokundurdu. Önceki konuşunu hatırladı. O zaman gözleri nereye, nasıl bakmıştı? Kızdı gözlerine serçe. Kanadı bir taşa değdi, dedesi geldi gözünün önüne; “Selâmını getirdim…” dedi. “bir de özrü var size dedemin…!” Göğsü inip kalkıyordu. “Sen olsan dedem şimdi ağlardın, ama ben ağlamayacağım. Onlar, ben ağlamayayım için yatmıyorlar mı?' Yıllar öncesinden farklı yükselmişti sesi. Büyüktü Şehitlik, kendisi küçücük. Kocamandı Şehitlik, vatanıydı. Özgürce uçacaktı serçe.
“Cik, cik…”