Gölge Kokusu adlı romanı, Eylül Fırtınası adıyla Atıf Yılmaz tarafından beyaz perdeye uyarlanan; şiir, öykü, roman ve tiyatro oyunu gibi farklı türlerde edebiyata kazandırdığı eserlerle adından sıkça söz ettiren çok yönlü yazar Habib Bektaş'ın, ironiyi ve kara mizahın sessiz ama keskin dilini incelikle kullandığı yeni öykü kitabı Dedemin Cenneti raflardaki yerini alıyor.
Başta Almanya olmak üzere Türkiye'de geniş bir okur kitlesi olan Bektaş'ın içtenlikle anlattığı öykülerin merkezinde farklı insan manzaraları göze çarpıyor. Yazarın hiciv dolu kaleminden süzülen yedi değişik öyküsü, her biri birbirinden "ilginç" yedi ayrı dünyanın kapılarını aralıyor. Kâh güldüren, kâh düşündüren bu öykülerde, yeri geliyor dinî inançlarından ötürü eşinin doğumunu geciktirmeye çalışan dar görüşlü bir kocaya öfkeleniyor; yeri geliyor Almanya'dan gömülmek üzere Türkiye'ye defnedilen bir cenazenin, sınır kapısında maruz bırakıldığı gümrük vergisi çıkmazı karşısında dehşete düşüyoruz.
Habib Bektaş, hızla değişen çağ ile onu oluşturan sosyal ve toplumsal dinamikleri kendi çıkarları doğrultusunda yeniden yorumlamaya çalışan insanların hayatlarına ayna tuttuğu bu kitabında; din, para, insan hakları, göçmenlik, cehalet gibi sosyolojik öğeleri birer eleştiri nesnesi olarak ele alarak günümüz insanının trajik gerçeklerini, kara mizahın tebessüm ettiren sivri ve çarpıcı diliyle yansıtıyor.
Cumhuriyet gazetesinden tanıdığımız ödüllü çizer Semih Poroy'un özgün desenleriyle renk kattığı Dedemin Cenneti, birbirinden farklı olduğunu savunan ama özünde birbirinin aynı olmaktan başka çaresi bulunmayan insanlara ithaf edilmiş, hiciv yönü ağır basan bir insanlık komedyası...
Gölge Kokusu adlı romanı, Eylül Fırtınası adıyla Atıf Yılmaz tarafından beyaz perdeye uyarlanan; şiir, öykü, roman ve tiyatro oyunu gibi farklı türlerde edebiyata kazandırdığı eserlerle adından sıkça söz ettiren çok yönlü yazar Habib Bektaş'ın, ironiyi ve kara mizahın sessiz ama keskin dilini incelikle kullandığı yeni öykü kitabı Dedemin Cenneti raflardaki yerini alıyor.
Başta Almanya olmak üzere Türkiye'de geniş bir okur kitlesi olan Bektaş'ın içtenlikle anlattığı öykülerin merkezinde farklı insan manzaraları göze çarpıyor. Yazarın hiciv dolu kaleminden süzülen yedi değişik öyküsü, her biri birbirinden "ilginç" yedi ayrı dünyanın kapılarını aralıyor. Kâh güldüren, kâh düşündüren bu öykülerde, yeri geliyor dinî inançlarından ötürü eşinin doğumunu geciktirmeye çalışan dar görüşlü bir kocaya öfkeleniyor; yeri geliyor Almanya'dan gömülmek üzere Türkiye'ye defnedilen bir cenazenin, sınır kapısında maruz bırakıldığı gümrük vergisi çıkmazı karşısında dehşete düşüyoruz.
Habib Bektaş, hızla değişen çağ ile onu oluşturan sosyal ve toplumsal dinamikleri kendi çıkarları doğrultusunda yeniden yorumlamaya çalışan insanların hayatlarına ayna tuttuğu bu kitabında; din, para, insan hakları, göçmenlik, cehalet gibi sosyolojik öğeleri birer eleştiri nesnesi olarak ele alarak günümüz insanının trajik gerçeklerini, kara mizahın tebessüm ettiren sivri ve çarpıcı diliyle yansıtıyor.
Cumhuriyet gazetesinden tanıdığımız ödüllü çizer Semih Poroy'un özgün desenleriyle renk kattığı Dedemin Cenneti, birbirinden farklı olduğunu savunan ama özünde birbirinin aynı olmaktan başka çaresi bulunmayan insanlara ithaf edilmiş, hiciv yönü ağır basan bir insanlık komedyası...