Herkesler çekip gittiğinde mahkeme salonunun ağaç kapısı kapandığında içeride kalan sessizliği bir düşünün. Duvarlar bir oh dedi. Elli yıl sonra kapıdan usulca girilse bir sıraya oturulsa, bir iskemleye, bir sanık sandalyesine, yüksekteki kürsüye... o vakit sarp ve tırmanılmaz acıların ifadeleri şimdi içimize bir koku gibi yayılır. Yayılır yayılır. Ne ateşli suçların ne ateşli savcıları, hüviyeti hukuka numarayla kaydedilmiş ısrarlı gerekçeler. Masumiyet su gibi yol bulurken, oyunun kurallarını bilmeyen izleyicilerin korku, kuşku, ümitle karışık uykusuz gözleri...
Herkesler çekip gittiğinde kalan sessizliğin bir adı olmalıdır. Herkesler çekip gitmiştir iz bırakarak. İnsanda hüzne sebep bu duygu muhakkak çocukları büyütüyor olmalı. Her dilde bir adı yoksa bile Türkçe bir adı olmalıdır. Dehrin. Misafir gittiğinde ev nasıl boşalır. İçimiz dolu kalakalırız. Kocaman denizde kulaçsız kalırız. Dehriz. Dehr’in kim okur Esamesini!
Herkesler çekip gittiğinde mahkeme salonunun ağaç kapısı kapandığında içeride kalan sessizliği bir düşünün. Duvarlar bir oh dedi. Elli yıl sonra kapıdan usulca girilse bir sıraya oturulsa, bir iskemleye, bir sanık sandalyesine, yüksekteki kürsüye... o vakit sarp ve tırmanılmaz acıların ifadeleri şimdi içimize bir koku gibi yayılır. Yayılır yayılır. Ne ateşli suçların ne ateşli savcıları, hüviyeti hukuka numarayla kaydedilmiş ısrarlı gerekçeler. Masumiyet su gibi yol bulurken, oyunun kurallarını bilmeyen izleyicilerin korku, kuşku, ümitle karışık uykusuz gözleri...
Herkesler çekip gittiğinde kalan sessizliğin bir adı olmalıdır. Herkesler çekip gitmiştir iz bırakarak. İnsanda hüzne sebep bu duygu muhakkak çocukları büyütüyor olmalı. Her dilde bir adı yoksa bile Türkçe bir adı olmalıdır. Dehrin. Misafir gittiğinde ev nasıl boşalır. İçimiz dolu kalakalırız. Kocaman denizde kulaçsız kalırız. Dehriz. Dehr’in kim okur Esamesini!