Yaprak kıpırtısında dahi ürküp uzaklaşan dağ keçilerinin Ejma’dan kaçmamaları, köylüler için kışın ocak başlarında anlatılacak bulunmaz bir efsaneydi. Ejma; dağın, Kıvırcık ve sürüsünün, kartalların ve sarnıcın koruyucu meleği sayıyordu kendini. Onları acıtmak, incitmek, Ana Fatma’yı acıtmak, incitmekti. Ana Fatma’nın en kutsal emanetleriydi. Onlar sarnıçta su içmiş, ceviz ağacından ceviz koparmış, kartalları çağırıp bir keçinin omuzlarına indirmişti. Efsane böyle anlatılageliyordu; anadan çocuklara, çocuklardan torunlara, dağdan düze iniyordu…
Yaprak kıpırtısında dahi ürküp uzaklaşan dağ keçilerinin Ejma’dan kaçmamaları, köylüler için kışın ocak başlarında anlatılacak bulunmaz bir efsaneydi. Ejma; dağın, Kıvırcık ve sürüsünün, kartalların ve sarnıcın koruyucu meleği sayıyordu kendini. Onları acıtmak, incitmek, Ana Fatma’yı acıtmak, incitmekti. Ana Fatma’nın en kutsal emanetleriydi. Onlar sarnıçta su içmiş, ceviz ağacından ceviz koparmış, kartalları çağırıp bir keçinin omuzlarına indirmişti. Efsane böyle anlatılageliyordu; anadan çocuklara, çocuklardan torunlara, dağdan düze iniyordu…