Kudüs ve çevresi, dağlık havzanın doğusunda ve Judean Çölü’nün sınırında yer alır. Bununla birlikte kentin yakın çevresi kayalık bir yapıya sahiptir. Bundan dolayı olmalıdır ki bölgede yapılan yüzey araştırmaları neticesinde çok az sayıda yerleşmeye rastlanmıştır. Ancak Kudüs’ün etrafını ise tarıma elverişli, zengin alüvyonlu toprakların bulunduğu Soreq ve Repha’im adlı iki vadi sarar. Kudüs ve yakın çevresinde yapılan kazılar sonucu “basamaklı taş yapı” başta olmak üzere şimdiye kadar çok az sayıda mimari kalıntı keşfedilebilmişti. Bu yapının tarihlendirilmesi konusunda dahi alan uzmanlarınca bir uzlaşı bile sağlanamadı. Dahası Dâvûd kentinde İ.Ö. 10. yüzyıla tarihlendirilen ve saray olarak yorumlanan bir yapı ile birlikte diğer mimari yapılar, çeşitli arkeolojik merkezlerde de çoğunlukla seramik olmak üzere küçük buluntular ortaya çıkarılabilmişti. Ancak ne bir saray ne de bir tapınak yapısı için yeterli derecede arkeolojik kanıt yoktu elde.
Kudüs ve çevresi, dağlık havzanın doğusunda ve Judean Çölü’nün sınırında yer alır. Bununla birlikte kentin yakın çevresi kayalık bir yapıya sahiptir. Bundan dolayı olmalıdır ki bölgede yapılan yüzey araştırmaları neticesinde çok az sayıda yerleşmeye rastlanmıştır. Ancak Kudüs’ün etrafını ise tarıma elverişli, zengin alüvyonlu toprakların bulunduğu Soreq ve Repha’im adlı iki vadi sarar. Kudüs ve yakın çevresinde yapılan kazılar sonucu “basamaklı taş yapı” başta olmak üzere şimdiye kadar çok az sayıda mimari kalıntı keşfedilebilmişti. Bu yapının tarihlendirilmesi konusunda dahi alan uzmanlarınca bir uzlaşı bile sağlanamadı. Dahası Dâvûd kentinde İ.Ö. 10. yüzyıla tarihlendirilen ve saray olarak yorumlanan bir yapı ile birlikte diğer mimari yapılar, çeşitli arkeolojik merkezlerde de çoğunlukla seramik olmak üzere küçük buluntular ortaya çıkarılabilmişti. Ancak ne bir saray ne de bir tapınak yapısı için yeterli derecede arkeolojik kanıt yoktu elde.