Bu roman, Doğu ile Batı’nın yaşam biçimini harmanlayarak yazdığım, geçmişte kalan eski bir çağın masalsı öyküsüdür. Düşseldir, kişiler de. Teknoloji harikası olan, ama yüzkarası, aptalca savaşların hâlâ var olduğu, aşkın unutulduğu çağımızdan çıkıp, yüzyıllar öncesine uzanmak, orada el değmemiş doğaya, bağlara, bahçelere, ormanlara kaçmak; öte yandan gözü pek, tutkulu, sınır tanımayan Kerem ile Aslı’yı, ya da Romeo-Jüliyet’i anımsatan soylu ve romantik aşklara sığınmak istedim…
Küreselleşen dünyamızda, her şeye karşın yine de “BARIŞ YANLILARI VE ÂŞIKLAR” çoğaldığında, seslerini daha güçlü duyurmaya başladıklarında, benim de bu trajik düşüncem elbette değişecektir.
Umut ediyorum…
Bu roman, Doğu ile Batı’nın yaşam biçimini harmanlayarak yazdığım, geçmişte kalan eski bir çağın masalsı öyküsüdür. Düşseldir, kişiler de. Teknoloji harikası olan, ama yüzkarası, aptalca savaşların hâlâ var olduğu, aşkın unutulduğu çağımızdan çıkıp, yüzyıllar öncesine uzanmak, orada el değmemiş doğaya, bağlara, bahçelere, ormanlara kaçmak; öte yandan gözü pek, tutkulu, sınır tanımayan Kerem ile Aslı’yı, ya da Romeo-Jüliyet’i anımsatan soylu ve romantik aşklara sığınmak istedim…
Küreselleşen dünyamızda, her şeye karşın yine de “BARIŞ YANLILARI VE ÂŞIKLAR” çoğaldığında, seslerini daha güçlü duyurmaya başladıklarında, benim de bu trajik düşüncem elbette değişecektir.
Umut ediyorum…