“Az önce yağmur başladı Atina'da. Haber bültenleri İstanbul'un da yağmurlu olduğunu söylüyordu bu hafta için. Canım. Bu yağmurlar tüm üzüntülerimizi yıkayacak. Yeniden yeşerecek bedenlerimiz sevgi ormanımızda. Yeniden doğacağız. Geçmişin tüm kirliliğinden arınacak ruhumuz ve bedenimiz. Sen yeniden geleceksin yanıma, belki ben bile yeniden geleceğim oralara.”
Ahmet Serkan Tokel’in ilk öykü kitabı için hüznün en deli halleri yakıştırması boşuna değil. İstanbul’dan Ankara’ya; Atina’dan Kapadokya’ya, İzmir’den Toronto’ya uzanan öykü yolculuklarında yaşamın getirdiği gerçekliklerle bir kez daha karşı karşıya kalırken, Bacca’ları, Defne’leri, Pamuk’ları, tanıyacak onların öyküleriyle kâh sevinecek kâh hüzünleneceksiniz.
Duygulanmalar nasıl olursa olsun kitaptaki öykülerden büyük bir keyif ve tat alınacağı kesin. Bu keyifli yolculuğa yelken açmak için ilk adımı attınız bile… Yelkenin rüzgârı satır aralarında…
“Az önce yağmur başladı Atina'da. Haber bültenleri İstanbul'un da yağmurlu olduğunu söylüyordu bu hafta için. Canım. Bu yağmurlar tüm üzüntülerimizi yıkayacak. Yeniden yeşerecek bedenlerimiz sevgi ormanımızda. Yeniden doğacağız. Geçmişin tüm kirliliğinden arınacak ruhumuz ve bedenimiz. Sen yeniden geleceksin yanıma, belki ben bile yeniden geleceğim oralara.”
Ahmet Serkan Tokel’in ilk öykü kitabı için hüznün en deli halleri yakıştırması boşuna değil. İstanbul’dan Ankara’ya; Atina’dan Kapadokya’ya, İzmir’den Toronto’ya uzanan öykü yolculuklarında yaşamın getirdiği gerçekliklerle bir kez daha karşı karşıya kalırken, Bacca’ları, Defne’leri, Pamuk’ları, tanıyacak onların öyküleriyle kâh sevinecek kâh hüzünleneceksiniz.
Duygulanmalar nasıl olursa olsun kitaptaki öykülerden büyük bir keyif ve tat alınacağı kesin. Bu keyifli yolculuğa yelken açmak için ilk adımı attınız bile… Yelkenin rüzgârı satır aralarında…