Ülkemiz; Japonya, Hindistan, İran, Çin, Meksika, Peru, Endonezya, ABD, Rusya ve Şili ile birlikte dünyada en çok deprem olan ülkeler arasında üst sıralarda yer almaktadır. Kuzey Anadolu, Doğu Anadolu ve Batı Anadolu fay hatları kuşağında bulunan Türkiye'de küçük depremleri saymazsak, özellikle 6,5 ve üzeri büyüklüğünde meydana gelen yaklaşık 22 deprem çok sayıda can ve mal kaybıyla sonuçlanmıştır. 6,5 ve üzeri yıkıcı depremlerin gelecekte de olacağı bir gerçektir. 17 Ağustos 1999 depreminin ardından yapılan tartışma ve araştırmalar sonucunda şu slogan benimsendi. “Deprem öldürmez bina öldürür.” Hemen kanunlar ve yönetmelikler hazırlandı. Kentsel dönüşüm projeleri başlatıldı. Yönetmeliklere uygun binalar yapılması için çalışmalar yürütüldü. Binalar inşa edildi. Sonra ne oldu? Bir deprem daha oldu binaların yarısından fazlası depreme dayanıksız çıktı. Üstelik bu kanun ve yönetmeliklerden sonra yapılmış binaların da depreme dayanamadıklarına şahit olduk. O dönemde şikayet eden tüm siyasilerin çözüm üretmesini beklerdik değil mi? Ama 6 Şubat 2023 tarihli Kahramanmaraş depremi gösterdi ki bizde çözüm için değil sadece söylenmek için şikayetler yapılmış. Amin Maalouf, Ortadoğu insanını şöyle tanımlamış: “Her şeye üzülen ama hiçbir şey yapmayan insanlar…” Umarım bu defa aynı gitmez… Son gelişmeler ışığında deprem sonrası yaşanan her türlü uyuşmazlıkların her çeşidine hukuk uygulamasında cevap verebilecek bir kaynak oluşturması açısından başta biz hukukçular olmak üzere herkese yararlı olması için bu yeni basım gerçekleştirilmiştir.
Ülkemiz; Japonya, Hindistan, İran, Çin, Meksika, Peru, Endonezya, ABD, Rusya ve Şili ile birlikte dünyada en çok deprem olan ülkeler arasında üst sıralarda yer almaktadır. Kuzey Anadolu, Doğu Anadolu ve Batı Anadolu fay hatları kuşağında bulunan Türkiye'de küçük depremleri saymazsak, özellikle 6,5 ve üzeri büyüklüğünde meydana gelen yaklaşık 22 deprem çok sayıda can ve mal kaybıyla sonuçlanmıştır. 6,5 ve üzeri yıkıcı depremlerin gelecekte de olacağı bir gerçektir. 17 Ağustos 1999 depreminin ardından yapılan tartışma ve araştırmalar sonucunda şu slogan benimsendi. “Deprem öldürmez bina öldürür.” Hemen kanunlar ve yönetmelikler hazırlandı. Kentsel dönüşüm projeleri başlatıldı. Yönetmeliklere uygun binalar yapılması için çalışmalar yürütüldü. Binalar inşa edildi. Sonra ne oldu? Bir deprem daha oldu binaların yarısından fazlası depreme dayanıksız çıktı. Üstelik bu kanun ve yönetmeliklerden sonra yapılmış binaların da depreme dayanamadıklarına şahit olduk. O dönemde şikayet eden tüm siyasilerin çözüm üretmesini beklerdik değil mi? Ama 6 Şubat 2023 tarihli Kahramanmaraş depremi gösterdi ki bizde çözüm için değil sadece söylenmek için şikayetler yapılmış. Amin Maalouf, Ortadoğu insanını şöyle tanımlamış: “Her şeye üzülen ama hiçbir şey yapmayan insanlar…” Umarım bu defa aynı gitmez… Son gelişmeler ışığında deprem sonrası yaşanan her türlü uyuşmazlıkların her çeşidine hukuk uygulamasında cevap verebilecek bir kaynak oluşturması açısından başta biz hukukçular olmak üzere herkese yararlı olması için bu yeni basım gerçekleştirilmiştir.