“Yaramazlık, ele avuca sığmamak çok kötü şeyler değil Hebo. Dereyi bilirsin, bazen önüne gelen her şeyi yıkar, ağaçları söker, kenarında ki evleri bile alır götürür. Bu onun kötülüğü değildir. Yüreğidir. Kendisidir. Eğer yağmur günlerce yağmışsa, kar suları güneşle bir anda erimişse, derenin yapacağı bir şey kalmaz. Yatağını genişletmek için etrafı kırar döker. O, hedefine ulaşmanın, bir an önce denize kavuşmanın peşindedir.”
Hebo serisinin üçüncü kitabı olan Dere Yürüyüşü’nde, gökyüzünden, dereden, yıldızlardan, hakikatten ve çocuklardan başka şeylere yer açmamış kafa dengi bir bilgeyle, küçük bir çocuğun tabiatın ortasında bazen neşeli bazen hüzünlü arkadaşlıklarının izini sürüp aralarında geçenlere tanıklık etmeye devam ediyoruz...
“Yaramazlık, ele avuca sığmamak çok kötü şeyler değil Hebo. Dereyi bilirsin, bazen önüne gelen her şeyi yıkar, ağaçları söker, kenarında ki evleri bile alır götürür. Bu onun kötülüğü değildir. Yüreğidir. Kendisidir. Eğer yağmur günlerce yağmışsa, kar suları güneşle bir anda erimişse, derenin yapacağı bir şey kalmaz. Yatağını genişletmek için etrafı kırar döker. O, hedefine ulaşmanın, bir an önce denize kavuşmanın peşindedir.”
Hebo serisinin üçüncü kitabı olan Dere Yürüyüşü’nde, gökyüzünden, dereden, yıldızlardan, hakikatten ve çocuklardan başka şeylere yer açmamış kafa dengi bir bilgeyle, küçük bir çocuğun tabiatın ortasında bazen neşeli bazen hüzünlü arkadaşlıklarının izini sürüp aralarında geçenlere tanıklık etmeye devam ediyoruz...