1934-1938 yıllarında Dereli nahiyesinde görev yapan Başöğretmen Hüseyin Hüsnü Durukan mücadelelerle geçen dört yılını anlatmaktadır.
‘’Çektiğim acılara uğradığım haksızlıklara rağmen uzun yıllar mesleğime istekle ve şevkle hizmet ettim 35 yıl, 3 ay, 25 gün. 15 Eylül 1971 tarihinde emekli oldum. Köşeme çekildim. Zaman zaman meslekteki çalışmalarımı ve uğradığım engelleri aşarak mühim başarılar elde ettiğimi, soranlar ilgilenenlere ve çocuklarıma anlatırım. Mesleğimde en çok yorulmuş olduğum yerlerden biri şimdi kaza olan Dereli nahiyesidir.
Orada da beni en çok yoran o zamana göre modern sayılabilecek üç katlı bir okul binasını halkın yardımları ile yaptırışımdır. Oradaki çalışmalarımıza ait resimler albümlerimde vardır. Bu resimleri görenlere oradaki çalışmaları açıklamak zorunda kalıyorum. Bu bakımdan sık sık bizim evde Dereli’den bahsedilir.”
Yaptığı işlerin bir başkasına mal edilmesi ve sanki bu işlerle hiç alakası yokmuş gibi konuşulması haberi daha sonraki yıllarda kendisine kadar ulaşır. Bu hadiseye çok üzülen hoca bu kitaptaki anılarını bir cevap niteliğinde kaleme almıştır.
1934-1938 yıllarında Dereli nahiyesinde görev yapan Başöğretmen Hüseyin Hüsnü Durukan mücadelelerle geçen dört yılını anlatmaktadır.
‘’Çektiğim acılara uğradığım haksızlıklara rağmen uzun yıllar mesleğime istekle ve şevkle hizmet ettim 35 yıl, 3 ay, 25 gün. 15 Eylül 1971 tarihinde emekli oldum. Köşeme çekildim. Zaman zaman meslekteki çalışmalarımı ve uğradığım engelleri aşarak mühim başarılar elde ettiğimi, soranlar ilgilenenlere ve çocuklarıma anlatırım. Mesleğimde en çok yorulmuş olduğum yerlerden biri şimdi kaza olan Dereli nahiyesidir.
Orada da beni en çok yoran o zamana göre modern sayılabilecek üç katlı bir okul binasını halkın yardımları ile yaptırışımdır. Oradaki çalışmalarımıza ait resimler albümlerimde vardır. Bu resimleri görenlere oradaki çalışmaları açıklamak zorunda kalıyorum. Bu bakımdan sık sık bizim evde Dereli’den bahsedilir.”
Yaptığı işlerin bir başkasına mal edilmesi ve sanki bu işlerle hiç alakası yokmuş gibi konuşulması haberi daha sonraki yıllarda kendisine kadar ulaşır. Bu hadiseye çok üzülen hoca bu kitaptaki anılarını bir cevap niteliğinde kaleme almıştır.