1956 yılında İngiliz askerlerinin Lefkoşa Surlar İçi sokaklarına çektiği tel örgülerle oluşmaya başlayan Yeşil Hat, Kıbrıs Adası üzerinde yer alan iki halkın düşünsel bölünmüşlüğünü fiziksel olarak simgelemeye devam ediyor. Bu kitap, Kıbrıslı Türkler ile Kıbrıslı Rumlar arasındaki derinden bölünmüşlüğün kök nedenlerini ortaya koyarak aynı toprak parçası üzerinde bulunan fakat farklı etnisiteye, dine, dile ve milliyete sahip ayrı halkların neden tek çatı altında bir arada yaşayamadıklarını gözler önüne seriyor. Yazar, Kıbrıs Meselesi'ni, çatışma yönetimi disiplininin temel yaklaşımları ile ele alarak dogmatik bir şekilde savunulan federasyon modelinin başarısızlığını sorguluyor ve bu yönüyle okura ezber bozan bir perspektif sunuyor. Arşiv belgeleri, uluslararası literatür ve kapsamlı bir teorik analizle hazırlanan eser, Kıbrıs gibi derinden bölünmüş bölgelerin özgür iradeyle birleşmesinin neden imkânsız olduğunu tartışıyor.
1956 yılında İngiliz askerlerinin Lefkoşa Surlar İçi sokaklarına çektiği tel örgülerle oluşmaya başlayan Yeşil Hat, Kıbrıs Adası üzerinde yer alan iki halkın düşünsel bölünmüşlüğünü fiziksel olarak simgelemeye devam ediyor. Bu kitap, Kıbrıslı Türkler ile Kıbrıslı Rumlar arasındaki derinden bölünmüşlüğün kök nedenlerini ortaya koyarak aynı toprak parçası üzerinde bulunan fakat farklı etnisiteye, dine, dile ve milliyete sahip ayrı halkların neden tek çatı altında bir arada yaşayamadıklarını gözler önüne seriyor. Yazar, Kıbrıs Meselesi'ni, çatışma yönetimi disiplininin temel yaklaşımları ile ele alarak dogmatik bir şekilde savunulan federasyon modelinin başarısızlığını sorguluyor ve bu yönüyle okura ezber bozan bir perspektif sunuyor. Arşiv belgeleri, uluslararası literatür ve kapsamlı bir teorik analizle hazırlanan eser, Kıbrıs gibi derinden bölünmüş bölgelerin özgür iradeyle birleşmesinin neden imkânsız olduğunu tartışıyor.