Çok farklı bir kitapla, Derisi Soyulmuş Köpek’le karşımıza çıkıyor Ebru Mergen.
Atalarının izinde, Kafdağı’ndan Loryma’ya esen bir rüzgâra kapılmış rengârenk bir kelebek omuzumuza konmuşçasına doğayla bütünleşmenin ipuçlarını şiirsel bir dille veriyor okuyuculara. Kâh anılar, kâh rüyalar, kâh masallar rehberlik ediyor bize bu serüvende.
Tuz, çam, zeytin, defne, kantaron şifa dağıtırken diğer canlılara, bir bakıyoruz hikâyenin kahramanı oluvermiş. Bazen de bir domuzun ya da derisi soyulmuş bir köpeğin tanıklığında hatırlıyoruz insanların zaaflarını. Dionysos’un tepelerinde kavramaya çalışırken doğanın mucizelerini bir ağız komuzundan çıkan ezgi çalınıyor kulaklarımıza. Rüya ile gerçeklik arasında buluyoruz kadının varoluş hikâyelerini.
Kâğıda, tuvale, deriye, keçeye can veren, şifalı otlarla yağları birleştirip yaralara merhem olan eller bu kez de daktilonun tuşlarında ahenkle dolaşıp kelimelerle büyülü bir dünya oluşturuyor.
Keyifli, şifalı okumalar!
Vildan Ertürk
Çok farklı bir kitapla, Derisi Soyulmuş Köpek’le karşımıza çıkıyor Ebru Mergen.
Atalarının izinde, Kafdağı’ndan Loryma’ya esen bir rüzgâra kapılmış rengârenk bir kelebek omuzumuza konmuşçasına doğayla bütünleşmenin ipuçlarını şiirsel bir dille veriyor okuyuculara. Kâh anılar, kâh rüyalar, kâh masallar rehberlik ediyor bize bu serüvende.
Tuz, çam, zeytin, defne, kantaron şifa dağıtırken diğer canlılara, bir bakıyoruz hikâyenin kahramanı oluvermiş. Bazen de bir domuzun ya da derisi soyulmuş bir köpeğin tanıklığında hatırlıyoruz insanların zaaflarını. Dionysos’un tepelerinde kavramaya çalışırken doğanın mucizelerini bir ağız komuzundan çıkan ezgi çalınıyor kulaklarımıza. Rüya ile gerçeklik arasında buluyoruz kadının varoluş hikâyelerini.
Kâğıda, tuvale, deriye, keçeye can veren, şifalı otlarla yağları birleştirip yaralara merhem olan eller bu kez de daktilonun tuşlarında ahenkle dolaşıp kelimelerle büyülü bir dünya oluşturuyor.
Keyifli, şifalı okumalar!
Vildan Ertürk