"1910'ların İstanbul'unda ciddi bir entelektüel kamu oluşturan Türk milliyetperverleri, hayli renkli isimleri içinde barındırmaktaydı: Diyarbakırlı Ziya Bey, Tatar Yusuf Akçura, Azeri Ahmet Ağaoğlu, Köprülüzade Fuat Bey ve Serezli bir hahamın oğlu olan Mois Cohen (Tekin Alp) vs. Bunlardan, Türkçü sıfatıyla İslamcı Sebilürreşad dergisine Marx hakkında ilk yazıyı yazan Yusuf Akçura o sıralar Türk Yurdu dergisinin editörü olarak yazı heyetine yeni bir isim katıldığını duyuracaktı: Alexander Israel Helphand, nam-ı diğer Parvus Efendi. Yeni muharrir, 1905 Rus Devrimi'nin Troçki'den sonra ikinci adamı ve sürekli devrim nazariyesinin mucidiydi. O şimdi Türklere politik-iktisat merceğinden Garp iktisadî emperyalizminin Osmanlı ekonomisini nasıl sömürdüğünü istatistiki verilerle açıklayacaktı. Cenk Beyaz'ın kitabı Parvus'un söz konusu iktisadî analizlerinin üst bir metin içinde değerlendirmesini içerdiği için özellikle önemlidir."
"1910'ların İstanbul'unda ciddi bir entelektüel kamu oluşturan Türk milliyetperverleri, hayli renkli isimleri içinde barındırmaktaydı: Diyarbakırlı Ziya Bey, Tatar Yusuf Akçura, Azeri Ahmet Ağaoğlu, Köprülüzade Fuat Bey ve Serezli bir hahamın oğlu olan Mois Cohen (Tekin Alp) vs. Bunlardan, Türkçü sıfatıyla İslamcı Sebilürreşad dergisine Marx hakkında ilk yazıyı yazan Yusuf Akçura o sıralar Türk Yurdu dergisinin editörü olarak yazı heyetine yeni bir isim katıldığını duyuracaktı: Alexander Israel Helphand, nam-ı diğer Parvus Efendi. Yeni muharrir, 1905 Rus Devrimi'nin Troçki'den sonra ikinci adamı ve sürekli devrim nazariyesinin mucidiydi. O şimdi Türklere politik-iktisat merceğinden Garp iktisadî emperyalizminin Osmanlı ekonomisini nasıl sömürdüğünü istatistiki verilerle açıklayacaktı. Cenk Beyaz'ın kitabı Parvus'un söz konusu iktisadî analizlerinin üst bir metin içinde değerlendirmesini içerdiği için özellikle önemlidir."