James Bacque’nin klasikleşen kitabında, İkinci Dünya Savaşı sonunda ABD ordusunun Batı Almanya’daki esir kamplarında yaşananlar anlatılmaktadır. Bu kampta yaklaşık 4 milyon Alman askeri ve binlerce kadın, çocuk ve yaşlı, açık havada dikenli teller arkasında aylarca neredeyse tamamen gıdasız ve susuz tutulmuşlardı. Mayıs 1943’te Eisenhower, Marshall’a “Ne yazık ki daha fazlasını öldüremedik!” diye yakınıyordu. Eisenhower sadece Nazi rejiminden değil, Alman olan her şeyden, berbat ve saplantılı bir şekilde nefret ediyordu. Böylece Savaş esirleri aç bırakılarak ölüme terk edildi. Nisan 1945’te her yaştan, çok sayıda erkek, daha az sayıda kadın ve çocuk, Amerikan ve Fransız kamplarında açlıktan öldü. Kayıpların sayısı 1 milyonu buluyordu. “1945 Nisan sonuna doğru, Batı Cephesinin çoğu yerinde top seslerinin gürlemesi kesilmişti. Müttefiklerin dikenli tellerle çevrili bölgelerine doğru sürüler halinde yürüyen, silahları alınmış, yorgun Alman askerlerinin milyonlarca çift botunun sürüme sesinden başka bir ses duyulmuyordu. Perişan düşman müfrezeleri, kırsal alana kaçmadan ve sonunda Müttefik askerlerce yakalanmadan önce birkaç yaylım ateşi denemesi yapıyordu.” (James Bacque)
James Bacque’nin klasikleşen kitabında, İkinci Dünya Savaşı sonunda ABD ordusunun Batı Almanya’daki esir kamplarında yaşananlar anlatılmaktadır. Bu kampta yaklaşık 4 milyon Alman askeri ve binlerce kadın, çocuk ve yaşlı, açık havada dikenli teller arkasında aylarca neredeyse tamamen gıdasız ve susuz tutulmuşlardı. Mayıs 1943’te Eisenhower, Marshall’a “Ne yazık ki daha fazlasını öldüremedik!” diye yakınıyordu. Eisenhower sadece Nazi rejiminden değil, Alman olan her şeyden, berbat ve saplantılı bir şekilde nefret ediyordu. Böylece Savaş esirleri aç bırakılarak ölüme terk edildi. Nisan 1945’te her yaştan, çok sayıda erkek, daha az sayıda kadın ve çocuk, Amerikan ve Fransız kamplarında açlıktan öldü. Kayıpların sayısı 1 milyonu buluyordu. “1945 Nisan sonuna doğru, Batı Cephesinin çoğu yerinde top seslerinin gürlemesi kesilmişti. Müttefiklerin dikenli tellerle çevrili bölgelerine doğru sürüler halinde yürüyen, silahları alınmış, yorgun Alman askerlerinin milyonlarca çift botunun sürüme sesinden başka bir ses duyulmuyordu. Perişan düşman müfrezeleri, kırsal alana kaçmadan ve sonunda Müttefik askerlerce yakalanmadan önce birkaç yaylım ateşi denemesi yapıyordu.” (James Bacque)