İletişimin serüveni, akıllara durgunluk verecek hızda… Yakın geçmişe bakmak bile değişimin ne denli boyutlu olduğunu görmek için yeterli. İletişim süreçlerini irdeleyen yaklaşımlar açısından bakıldığında konunun üç ana boyutuyla sorgulandığını görmek gerekir. Kaynak değerlendirmesi, yorumu yapılırken, hedef de tanımlanmaya çalışılmış ve süreç uzunca bir süre bu eksende yürütülmüştür. Temel sorgulama argümanı da iletişimin diyebilmek için çift yönlü olup olmadığının sorgulanmasıdır. İletişim modelleri içerisinde Laswell’e temel eleştirinin geri dönüşü, “feedback”i dikkate almamasıdır. Bu eleştirinin Shannon-Weaver modellemesinde büyük ölçüde ortadan kalktığı ve bir geri beslemeden söz edildiği görülmektedir. Modellerde gözlenen bu tartışmanın aslında iletişime kuramsal yaklaşımlarda, özellikle hedefin tutumuna, konumuna ilişkin çokça tartışmanın yapıldığı da bilinmektedir. Özellikle etki boyutuyla, düşünüldüğünde iletişim kuramlarının tarihçesinde “güçlü etkiler” döneminden başlayarak bir evrim geçirdiği ve son gelinen noktada, hedefin de verileni tümüyle alan bir “sünger” olmadığı yönünde bir boyuta eriştiği bilinmektedir. Tüm bu tartışmalar yaşanırken önemli bir ayağın da özellikle McLuhan penceresinden araca odaklandığı da bilinmektedir. Araç, mecra bu tartışmalarda aslında çok belirgin bir dinamiği tartışmaların odağına yerleştirmektedir. Aracın hem iletişimin içeriğini, biçimini hem de sistemsel olarak çevreyi de biçimlendirdiğinin altı kalın kalın çizilmektedir. İşte tam bu noktada tartışmayı odakladığınızda hiç kuşkusuz bugün için “dijital iletişim” sürecini dikkate almak ve sürece ilişkin birkaç söz etmek gerekir.
İletişimin serüveni, akıllara durgunluk verecek hızda… Yakın geçmişe bakmak bile değişimin ne denli boyutlu olduğunu görmek için yeterli. İletişim süreçlerini irdeleyen yaklaşımlar açısından bakıldığında konunun üç ana boyutuyla sorgulandığını görmek gerekir. Kaynak değerlendirmesi, yorumu yapılırken, hedef de tanımlanmaya çalışılmış ve süreç uzunca bir süre bu eksende yürütülmüştür. Temel sorgulama argümanı da iletişimin diyebilmek için çift yönlü olup olmadığının sorgulanmasıdır. İletişim modelleri içerisinde Laswell’e temel eleştirinin geri dönüşü, “feedback”i dikkate almamasıdır. Bu eleştirinin Shannon-Weaver modellemesinde büyük ölçüde ortadan kalktığı ve bir geri beslemeden söz edildiği görülmektedir. Modellerde gözlenen bu tartışmanın aslında iletişime kuramsal yaklaşımlarda, özellikle hedefin tutumuna, konumuna ilişkin çokça tartışmanın yapıldığı da bilinmektedir. Özellikle etki boyutuyla, düşünüldüğünde iletişim kuramlarının tarihçesinde “güçlü etkiler” döneminden başlayarak bir evrim geçirdiği ve son gelinen noktada, hedefin de verileni tümüyle alan bir “sünger” olmadığı yönünde bir boyuta eriştiği bilinmektedir. Tüm bu tartışmalar yaşanırken önemli bir ayağın da özellikle McLuhan penceresinden araca odaklandığı da bilinmektedir. Araç, mecra bu tartışmalarda aslında çok belirgin bir dinamiği tartışmaların odağına yerleştirmektedir. Aracın hem iletişimin içeriğini, biçimini hem de sistemsel olarak çevreyi de biçimlendirdiğinin altı kalın kalın çizilmektedir. İşte tam bu noktada tartışmayı odakladığınızda hiç kuşkusuz bugün için “dijital iletişim” sürecini dikkate almak ve sürece ilişkin birkaç söz etmek gerekir.