Resmi olarak da tanınan üç geleneksel dilin konuşulduğu Belçika ile dört dilin konuşulduğu İsviçre, dil “sorununun” çözümü konusunda yol gösterici örnekler olarak karşımıza çıkmaktadır. Tarihsel arka planları çok değişik olan bu iki ülkede uygulanan ve önemli farklılıklar gösteren çözümler sayesinde farklı dil grupları barış içinde bir arada yaşayabilmektedirler.
Elinizdeki kitap bir yandan dil hakkına ilişkin bu iki ülkede sürdürülen hukuki tartışmaların ve yasal düzenlemelerin tarihi seyrini aktarırken diğer yandan bu hakkın toplumsal hayatın farklı alanlarında (federal devletlerde, yerel idarî birimlerde, yasama alanında, eğitim ve öğretimde, iktisadi yaşamda) nasıl hayata geçirildiğini örnekleriyle sunmaktadır.
Belçika ve İsviçre Federal Anayasaları ile İsviçre'deki çokdilli kantonların (Bern, Waadt, Graubünden ve Freiburg) anayasalarını da inceleyen eser, dil hakkı ve çokdillilik “sorunu” üzerine temel bir kaynak niteliğinde.
Resmi olarak da tanınan üç geleneksel dilin konuşulduğu Belçika ile dört dilin konuşulduğu İsviçre, dil “sorununun” çözümü konusunda yol gösterici örnekler olarak karşımıza çıkmaktadır. Tarihsel arka planları çok değişik olan bu iki ülkede uygulanan ve önemli farklılıklar gösteren çözümler sayesinde farklı dil grupları barış içinde bir arada yaşayabilmektedirler.
Elinizdeki kitap bir yandan dil hakkına ilişkin bu iki ülkede sürdürülen hukuki tartışmaların ve yasal düzenlemelerin tarihi seyrini aktarırken diğer yandan bu hakkın toplumsal hayatın farklı alanlarında (federal devletlerde, yerel idarî birimlerde, yasama alanında, eğitim ve öğretimde, iktisadi yaşamda) nasıl hayata geçirildiğini örnekleriyle sunmaktadır.
Belçika ve İsviçre Federal Anayasaları ile İsviçre'deki çokdilli kantonların (Bern, Waadt, Graubünden ve Freiburg) anayasalarını da inceleyen eser, dil hakkı ve çokdillilik “sorunu” üzerine temel bir kaynak niteliğinde.