Bu çalışma, çoktan seçmeli sınavlardaki yanıt seçeneklerinde ‘ç' harfinin neden kullanılmadığına dair bir sorgulamayla başladı. Ülkemizin Anayasasında dahi harfle numaralandırmada Türkçeye özgü harflerin atlanarak bir yabancı dilin harflerine uygun numaralandırma yapıldığını farkettiğimizde “öğrenciler ‘c' ile ‘ç'yi karıştırabilir” ya da “uluslararası numaralandırma sistemi böyle olduğu için” şeklindeki açıklamaların mantıksızlığı daha çok ortaya çıkmaya başladı. Çünkü ilkokul öğrencileri bile bir yabancı dilde küçük harfle ‘i', büyük harfle ‘I' yazma konusunda sıkıntı çekiyor görünmüyorlardı.
Diğer taraftan, yıllar önce öğrencilerimizi Türkçe karşılığı varsa yabancı sözcük kullanmama konusunda özen göstermeye teşvik ederken artık Türkçe sözcükleri doğru ve dilbilgisi kurallarına uygun kullanmaları için çaba sarfediyoruz. Özne yüklem uyumsuzlukları, bağlaç ve noktalama işaretlerinin kullanımındaki gözardı edilemeyecek yanlışlıklar, sözcük dağarcığının zayıflığı, sözcüklerin yanlış yazılması ya da anlamlarının bilinmemesi kimileri için “Türkçe onun yabancı dili mi?” diye düşündürecek ölçüye varıyor. Bir yabancı dilde metin yazarken başka bir dilden sözcükler kullanmadıkları, örneğin İngilizce bir metin yazarken içinde Türkçe ya da Çince sözcükler geçirmedikleri halde Türkçe metinlerde yabancı sözcük kullanmayı sakıncalı görmediklerini aksine çoğunun bunu neredeyse doğal olarak yaptığını, bir kısmının da bilgili olmayla bağdaştırdığını gözlemliyoruz. Türkçe metinlerde kullanılan yabancı sözcüklerin ağırlıklı olarak İngilizce kökenli olması, zihinsel ve maddi üretim dengesizliğiyle ortaya çıkan ilişkinin doğal bir sonucu olarak karşımıza çıkıyor. Bu ilişkinin, bir tarafın üretme, diğer tarafın tüketme konusunda ağırlıklı rol üstlendiği bir bağımlılık ilişkisi olduğunu kabul etmemek, mevcut durumun daha da güçlenip gelişeceği bir sürece; bağımlı olmaya göz yummak ve bu durumu kabul etmek anlamına geliyor.
‘Ç' harfi ile başlayan sorgulama, dili bozarak düşünce üretimini de sakatlamaya yönelik bir “Usbozumu”nu anlamamızı sağladı. Değerli çalışma arkadaşımız Murat Varlı dilbilim konusundaki birikimi ile bu çalışmada bize içtenlikle destek verdi. Özenli okumaları ve önerileriyle yanımızda olan sevgili Murat Varlı'ya katkıları ve dostluğu için çok teşekkür ediyoruz.
Bu çalışma, çoktan seçmeli sınavlardaki yanıt seçeneklerinde ‘ç' harfinin neden kullanılmadığına dair bir sorgulamayla başladı. Ülkemizin Anayasasında dahi harfle numaralandırmada Türkçeye özgü harflerin atlanarak bir yabancı dilin harflerine uygun numaralandırma yapıldığını farkettiğimizde “öğrenciler ‘c' ile ‘ç'yi karıştırabilir” ya da “uluslararası numaralandırma sistemi böyle olduğu için” şeklindeki açıklamaların mantıksızlığı daha çok ortaya çıkmaya başladı. Çünkü ilkokul öğrencileri bile bir yabancı dilde küçük harfle ‘i', büyük harfle ‘I' yazma konusunda sıkıntı çekiyor görünmüyorlardı.
Diğer taraftan, yıllar önce öğrencilerimizi Türkçe karşılığı varsa yabancı sözcük kullanmama konusunda özen göstermeye teşvik ederken artık Türkçe sözcükleri doğru ve dilbilgisi kurallarına uygun kullanmaları için çaba sarfediyoruz. Özne yüklem uyumsuzlukları, bağlaç ve noktalama işaretlerinin kullanımındaki gözardı edilemeyecek yanlışlıklar, sözcük dağarcığının zayıflığı, sözcüklerin yanlış yazılması ya da anlamlarının bilinmemesi kimileri için “Türkçe onun yabancı dili mi?” diye düşündürecek ölçüye varıyor. Bir yabancı dilde metin yazarken başka bir dilden sözcükler kullanmadıkları, örneğin İngilizce bir metin yazarken içinde Türkçe ya da Çince sözcükler geçirmedikleri halde Türkçe metinlerde yabancı sözcük kullanmayı sakıncalı görmediklerini aksine çoğunun bunu neredeyse doğal olarak yaptığını, bir kısmının da bilgili olmayla bağdaştırdığını gözlemliyoruz. Türkçe metinlerde kullanılan yabancı sözcüklerin ağırlıklı olarak İngilizce kökenli olması, zihinsel ve maddi üretim dengesizliğiyle ortaya çıkan ilişkinin doğal bir sonucu olarak karşımıza çıkıyor. Bu ilişkinin, bir tarafın üretme, diğer tarafın tüketme konusunda ağırlıklı rol üstlendiği bir bağımlılık ilişkisi olduğunu kabul etmemek, mevcut durumun daha da güçlenip gelişeceği bir sürece; bağımlı olmaya göz yummak ve bu durumu kabul etmek anlamına geliyor.
‘Ç' harfi ile başlayan sorgulama, dili bozarak düşünce üretimini de sakatlamaya yönelik bir “Usbozumu”nu anlamamızı sağladı. Değerli çalışma arkadaşımız Murat Varlı dilbilim konusundaki birikimi ile bu çalışmada bize içtenlikle destek verdi. Özenli okumaları ve önerileriyle yanımızda olan sevgili Murat Varlı'ya katkıları ve dostluğu için çok teşekkür ediyoruz.