Dil ve Edebiyat: 108 - Necip Fazıl Bütün Eserleri

Stok Kodu:
9786059535007
Boyut:
14x20
Sayfa Sayısı:
283
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2016-12
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Kategori:
%22 indirimli
160,00TL
124,80TL
Taksitli fiyat: 9 x 15,25TL
Temin süresi 1-3 gündür.
9786059535007
1044788
Dil ve Edebiyat: 108 - Necip Fazıl Bütün Eserleri
Dil ve Edebiyat: 108 - Necip Fazıl Bütün Eserleri
124.80

Necip Fazıl, 1974'te yazdığı Halimiz isimli şiirinde şöyle hayıflandığını görüyoruz:
Ruhsal, parasal, soyut, boyut, yaşam, eğilim...
Ya bunlar Türkçe değil, yahut ben Türk değilim !
Oysa halis Türk benim, bunlar işgalcilerim;
Allah Türk'e acısın yalnız bunu dilerim.

Necip Fazıl, Türkçe'nin devlet ve aydınlar eliyle katledilmesine sessiz kalmamış, bu kültür vurgununu hem şiiriyle hem de yazılarıyla çok defasında gündeme getirmişti. Özleştirme gayretinin yanlış olduğunu, bunun çok ciddi problemlere yol açacağını çok çabuk fark eden Necip Fazıl, 30 Eylül 1940'ta yazdığı Anadolu Ajansı başlıklı yazısında şöyle diyordu: Topraklarımızda bir dil gazası açmaya mecburuz. Kıyasıya bir dil gazası... Madde planında kurtuluş savaşını o kadar güzel idare ettiğimiz bu topraklar, ruh planında da tam ve gerçek anlamda kurtuluş bekliyor. Ruh planındaki kurtuluş savaşının hareket arsası dildir. her şeyden evvel bu arsayı, ısırgan otlarından, devedikenlerinden ve bataklıklardan temizlemek zorunda değil miyiz?

Ruh planındaki kurtuluş savaşının hareket arsası olarak Türkçenin aydınlar eliyle katledilmesine tahammül edemeyen Necip Fazıl'ın 1940'lı yıllarda gazete ve dergilerde yazdığı Dil ve Edebiyat yazıları derlenerek kitap haline getirildi.

Dil ve Edebiyat yazılarındaki Necip Fazıl'ın şu sözleri çok dikkat çekicidir: 18 milyon Anadolu Türk'ünün hep birden trahom hastalığına tutulmasından daha ehemmiyetli ve yirmi tane Erzincan zelzelesinden daha felaketli olan müzmin dil buhranımıza daha fazla tahammül ve tevekkül göstermenin zamanı geçmiştir. Yarım yamalak varlıkların sapır sapır döküldüğü bu ruhî, aklî, ferdî, içtimaî, sınaî, iktisadî, siyasî, askerî muhasebe hengâmesinde, ordunun eline verilecek silâhla, milletin ruhî tamamiyetine vurulacak kilit arasında hiç kıymet ve ehemmiyet farkı yoktur. Topyekûn bütün kıymet şubelerimizle Türk'ü ayaklandırma ve şahlandırma günündeyiz.

Necip Fazıl, 1974'te yazdığı Halimiz isimli şiirinde şöyle hayıflandığını görüyoruz:
Ruhsal, parasal, soyut, boyut, yaşam, eğilim...
Ya bunlar Türkçe değil, yahut ben Türk değilim !
Oysa halis Türk benim, bunlar işgalcilerim;
Allah Türk'e acısın yalnız bunu dilerim.

Necip Fazıl, Türkçe'nin devlet ve aydınlar eliyle katledilmesine sessiz kalmamış, bu kültür vurgununu hem şiiriyle hem de yazılarıyla çok defasında gündeme getirmişti. Özleştirme gayretinin yanlış olduğunu, bunun çok ciddi problemlere yol açacağını çok çabuk fark eden Necip Fazıl, 30 Eylül 1940'ta yazdığı Anadolu Ajansı başlıklı yazısında şöyle diyordu: Topraklarımızda bir dil gazası açmaya mecburuz. Kıyasıya bir dil gazası... Madde planında kurtuluş savaşını o kadar güzel idare ettiğimiz bu topraklar, ruh planında da tam ve gerçek anlamda kurtuluş bekliyor. Ruh planındaki kurtuluş savaşının hareket arsası dildir. her şeyden evvel bu arsayı, ısırgan otlarından, devedikenlerinden ve bataklıklardan temizlemek zorunda değil miyiz?

Ruh planındaki kurtuluş savaşının hareket arsası olarak Türkçenin aydınlar eliyle katledilmesine tahammül edemeyen Necip Fazıl'ın 1940'lı yıllarda gazete ve dergilerde yazdığı Dil ve Edebiyat yazıları derlenerek kitap haline getirildi.

Dil ve Edebiyat yazılarındaki Necip Fazıl'ın şu sözleri çok dikkat çekicidir: 18 milyon Anadolu Türk'ünün hep birden trahom hastalığına tutulmasından daha ehemmiyetli ve yirmi tane Erzincan zelzelesinden daha felaketli olan müzmin dil buhranımıza daha fazla tahammül ve tevekkül göstermenin zamanı geçmiştir. Yarım yamalak varlıkların sapır sapır döküldüğü bu ruhî, aklî, ferdî, içtimaî, sınaî, iktisadî, siyasî, askerî muhasebe hengâmesinde, ordunun eline verilecek silâhla, milletin ruhî tamamiyetine vurulacak kilit arasında hiç kıymet ve ehemmiyet farkı yoktur. Topyekûn bütün kıymet şubelerimizle Türk'ü ayaklandırma ve şahlandırma günündeyiz.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat