İslam entelektüel geleneği içinde çok önemli bir yere sahip olan Fahreddin Râzî; kelâm, felsefe ve mantık alanlarında ortaya koyduğu teorilerle İslam düşünce geleneğinin şekillenmesinde önemli bir rol oynar. Bundan dolayı, geleneğin içinde “kurucu düşünür (imam)” olarak anılır. Râzî, mezkûr aklî ilimler hakkında kaleme aldığı eserler ve bilhassa Kur'ân-ı Kerîm tefsiriyle kendisinden bigâne kalınamayacak kadar büyük bir ilim mirası bırakmıştır.
Elinizdeki bu çalışma, İslam düşünce geleneğindeki önemli başlıklardan birini teşkil eden “dilin zannîliği” meselesinin yalnızca kelâm ve fıkıh usûlüyle alakalı bir sorun olarak değil, bir dil teorisi çerçevesinde de incelenebileceğini Râzî'nin âyetler ve hadisler özelinde getirdiği örnekler ve gelenek içinde Râzî düşüncesine yapılan katkılarla aktarmaya çalışmaktadır.
İslam entelektüel geleneği içinde çok önemli bir yere sahip olan Fahreddin Râzî; kelâm, felsefe ve mantık alanlarında ortaya koyduğu teorilerle İslam düşünce geleneğinin şekillenmesinde önemli bir rol oynar. Bundan dolayı, geleneğin içinde “kurucu düşünür (imam)” olarak anılır. Râzî, mezkûr aklî ilimler hakkında kaleme aldığı eserler ve bilhassa Kur'ân-ı Kerîm tefsiriyle kendisinden bigâne kalınamayacak kadar büyük bir ilim mirası bırakmıştır.
Elinizdeki bu çalışma, İslam düşünce geleneğindeki önemli başlıklardan birini teşkil eden “dilin zannîliği” meselesinin yalnızca kelâm ve fıkıh usûlüyle alakalı bir sorun olarak değil, bir dil teorisi çerçevesinde de incelenebileceğini Râzî'nin âyetler ve hadisler özelinde getirdiği örnekler ve gelenek içinde Râzî düşüncesine yapılan katkılarla aktarmaya çalışmaktadır.