“Piryadi mahallemiz
Garib oldu balamız
Nakışlı Minare’de
Ne güzeldi salamız
Cüt Kahve yetim kalıb
Veren olub Kala’mız”
(Remziye Meyyas)
*
“Irak Türkmenlerinin sosyal yaşayışlarında kahvehanelerin büyük bir değeri vardı. Çayhane adı da verilen bu mekânlar, sadece oyun ve eğlence yerleri değildi. Toplumun her kesiminden insanların bir araya geldikleri bu yerlerde, sosyal ve günlük meseleler tartışılır, çözümler aranırdı. Edebî sohbetlerin yapıldığı bu mekânlarda hoyratlar, türküler söylenir, hikâyeler ve destanlar okunur, sohbetler edilirdi. Muhabbeti artırmak için “sini zarf” adı verilen oyunlar oynanır, Türkmenler bir arada hem eğlenir, hem de birlik havası estirilirdi. Kerkük’te bu kahvehanelerin en ünlüsü babamın ve dedelerimin birkaç asır çalıştırdıkları Yedi Kızlar semtindeki “Cüt Kahve” olarak ünlenmiş Çifte Kahve idi. Orası sadece bir oyun alanı değil adeta bir edep, irfan yeri idi. Cüt Kahve, Türkmenleri tasada, kıvançta, acı ve tatlı günlerde birleştiren yuvalar olarak görülürdü.”
(Remziye Meyyas)
“Piryadi mahallemiz
Garib oldu balamız
Nakışlı Minare’de
Ne güzeldi salamız
Cüt Kahve yetim kalıb
Veren olub Kala’mız”
(Remziye Meyyas)
*
“Irak Türkmenlerinin sosyal yaşayışlarında kahvehanelerin büyük bir değeri vardı. Çayhane adı da verilen bu mekânlar, sadece oyun ve eğlence yerleri değildi. Toplumun her kesiminden insanların bir araya geldikleri bu yerlerde, sosyal ve günlük meseleler tartışılır, çözümler aranırdı. Edebî sohbetlerin yapıldığı bu mekânlarda hoyratlar, türküler söylenir, hikâyeler ve destanlar okunur, sohbetler edilirdi. Muhabbeti artırmak için “sini zarf” adı verilen oyunlar oynanır, Türkmenler bir arada hem eğlenir, hem de birlik havası estirilirdi. Kerkük’te bu kahvehanelerin en ünlüsü babamın ve dedelerimin birkaç asır çalıştırdıkları Yedi Kızlar semtindeki “Cüt Kahve” olarak ünlenmiş Çifte Kahve idi. Orası sadece bir oyun alanı değil adeta bir edep, irfan yeri idi. Cüt Kahve, Türkmenleri tasada, kıvançta, acı ve tatlı günlerde birleştiren yuvalar olarak görülürdü.”
(Remziye Meyyas)