Dilruba’nın hikâyesi; evde kafesin, sokakta peçenin ardına hapsedilen Osmanlı kadınlarının şeriat yasalarına ve kökleşmiş geleneklere karşı başlattıkları amansız mücadelenin tarihidir.
Erkek egemen düzene duyduğu nefret ile, kalbine hükmeden erkeğin aşkı arasında sıkışıp kalan Dilruba, bir yandan fırtınalar esen yüreğine söz geçirmeye çalışırken, bir yandan da içinde yer aldığı feminist hareketin yaşamında meydana getirdiği değişiklikleri sindirmeye çalışmaktadır.
Dilruba ve arkadaşlarının 1923'te kurdukları Kadınlar Halk Fırkası bugün çok gerilerde kalsa da, ninelerimizin akıllara durgunluk veren mücadeleleri hâlâ güncelliğini korumakta, günümüz kadın hareketinin önünü aydınlatmaya devam etmektedir. Onların yaşadıkları, bilmediğimiz yakın tarihimizin hikâyesidir.
Dilruba’nın hikâyesi; evde kafesin, sokakta peçenin ardına hapsedilen Osmanlı kadınlarının şeriat yasalarına ve kökleşmiş geleneklere karşı başlattıkları amansız mücadelenin tarihidir.
Erkek egemen düzene duyduğu nefret ile, kalbine hükmeden erkeğin aşkı arasında sıkışıp kalan Dilruba, bir yandan fırtınalar esen yüreğine söz geçirmeye çalışırken, bir yandan da içinde yer aldığı feminist hareketin yaşamında meydana getirdiği değişiklikleri sindirmeye çalışmaktadır.
Dilruba ve arkadaşlarının 1923'te kurdukları Kadınlar Halk Fırkası bugün çok gerilerde kalsa da, ninelerimizin akıllara durgunluk veren mücadeleleri hâlâ güncelliğini korumakta, günümüz kadın hareketinin önünü aydınlatmaya devam etmektedir. Onların yaşadıkları, bilmediğimiz yakın tarihimizin hikâyesidir.