Din, insanla beraber var olmuş öyle görünüyor ki insanla beraber var olacak olan işlevsel bir kurumdur. Ancak dinin bu işlevselliğiyle birlikte yaşadığımız gezegende dini ortadan kaldırma otorite ve etkiğsini azaltmayı hedefleyen onu kılıksız ve kalıpsız bir hale getirmeye çalışan bir sürecin var olduğu ve buna da dünyevileşme dendiğini biliyoruz .İnsanlık tasrihi kadar eski bir ahlaki sorun olan dünyevilşme dediğimiz bu olgu bütünüyle bir dünya görüşü paradigma değişimidir ki bu dünyevi düşünce paradigması baş döndürücü hızıyla insanlığa yeni eserlerinin takdim etmektedir.
Diğer semavî dinlerde de var olan dünyevileşme sorununa İslamın sunacağı modelin ayrı bir önemi olsa gerektir. İslamın tabiatı gereği Hıristiyanlığın geçirdiği tarihi süreci yaşamadığı için dünyevileşmeye geçit vermeyeceği düşünülse de, dünyevileşme sorununu gören Müslüman bireyin kendi dininin bir çok alanda neleri gerektirdiği konusunda çeşitli sorularla karşı karşıyadır. Şimdi cevaplandırılması gereken soru; dünyevi düşüncenin elde ettiği bütün başarılara rağmen bizim kendi değerlerimizi kullanarak hangi modeli insanlığa sunacağımızdır.
Din, insanla beraber var olmuş öyle görünüyor ki insanla beraber var olacak olan işlevsel bir kurumdur. Ancak dinin bu işlevselliğiyle birlikte yaşadığımız gezegende dini ortadan kaldırma otorite ve etkiğsini azaltmayı hedefleyen onu kılıksız ve kalıpsız bir hale getirmeye çalışan bir sürecin var olduğu ve buna da dünyevileşme dendiğini biliyoruz .İnsanlık tasrihi kadar eski bir ahlaki sorun olan dünyevilşme dediğimiz bu olgu bütünüyle bir dünya görüşü paradigma değişimidir ki bu dünyevi düşünce paradigması baş döndürücü hızıyla insanlığa yeni eserlerinin takdim etmektedir.
Diğer semavî dinlerde de var olan dünyevileşme sorununa İslamın sunacağı modelin ayrı bir önemi olsa gerektir. İslamın tabiatı gereği Hıristiyanlığın geçirdiği tarihi süreci yaşamadığı için dünyevileşmeye geçit vermeyeceği düşünülse de, dünyevileşme sorununu gören Müslüman bireyin kendi dininin bir çok alanda neleri gerektirdiği konusunda çeşitli sorularla karşı karşıyadır. Şimdi cevaplandırılması gereken soru; dünyevi düşüncenin elde ettiği bütün başarılara rağmen bizim kendi değerlerimizi kullanarak hangi modeli insanlığa sunacağımızdır.