Bu çalışma, bir taraftan dinî epistemoloji alanına giriş niteliği taşırken, diğer taraftan da hem rasyonelliğin mahiyetini tartışmakta hem de buna bağlı olarak özelde tanrı inancının rasyonel olup olmadığı sorusuna açıklık getirmeyi denemektedir. Çalışmanın temelini oluşturan söz konusu sorunun cevabına gelince, bunun önemli ölçüde, kişinin lehte veya aleyhteki kabulü ve bu kabulünü pekiştirecek epistemik donanımına bağlı olduğu ve yine, eğer nihaî bir çözüm istenecekse, bunun da epistemolojinin -elbette ki aklın değil- dışında aranması gerektiği söylenebilir.
Bu çalışma, bir taraftan dinî epistemoloji alanına giriş niteliği taşırken, diğer taraftan da hem rasyonelliğin mahiyetini tartışmakta hem de buna bağlı olarak özelde tanrı inancının rasyonel olup olmadığı sorusuna açıklık getirmeyi denemektedir. Çalışmanın temelini oluşturan söz konusu sorunun cevabına gelince, bunun önemli ölçüde, kişinin lehte veya aleyhteki kabulü ve bu kabulünü pekiştirecek epistemik donanımına bağlı olduğu ve yine, eğer nihaî bir çözüm istenecekse, bunun da epistemolojinin -elbette ki aklın değil- dışında aranması gerektiği söylenebilir.